Sevgili
hiniskultur.com okuyucuları;
Ramazan ayının
gelmesiyle birlikte sitelerdeki sessizliği de beraberinde getirdi.
Ramazanın gelişinden
mi yoksa biz Hınıs'lıları bir an heyecanlandıran şeker fasulyesi festivalinin
gündeme gelişinden mi bu durgunluk anlayamadım..
Evet dostlar...
Mahmut Abiş
sitede Ağustos ayının 21 de Şeker fasulyesi festivalinin yapılacağını
paylaştığında özellikle dışarıda olan hemşerilerimizle birlikte Hınıs'ta
yaşayan bizleri de bir heyecan sardı..
Neden olmasın
dedik..
Kaymakam bey
destekledi..
Belediye başkanı
elbette neden olmasın dedi..
Emniyet yeşil
ışık yaktı...
Esnafından
gurbetteki hemşerilerimize kadar hatta İstanbul Hınıs'lılar derneği, Erzurum
Hınıs Karaçoban ilçeleri derneği, yerel sitelerimiz yöneticilerine kadar herkes
üzerine düşeni yapacağını yazdı..
Festivalin
yapılmasının düşünüldüğü tarihe bir aydan az bir zaman kaldı ortada herhangi
bir faaliyet yok..
Kaymakam bey
güvenlik konusunda endişelerinin olduğunu söylüyor..
Belediye başkanı
konuya tamamen duyarsız..
Memleket onun
değil sanki başka birilerinin..
Kendisinden çok
şeyler beklediğim Halk Eğitim Müdürümüz Cevat hocamız, Milli Eğitim Müdürü ve
Şube müdürleri konuya hiç alakadar olmadılar..
Muhtarlar aman
banane dercesine umursamaz..
Mahmut Abiş
gündeme getirdi ondan tık yok..
Bırakın ilçeleri
illeri ülkemizde bir çok köyler bile bu tür faaliyetler gerçekleştirirken biz
yapamıyoruz.
Sebep olaraktan diyorum ki biz gerçek Hınıs’lı değiliz..
Sahi bizler ne
kadar Hınıs’lıyız?
Hınıs’lı olmak…
Doğup büyüdüğün ilçenin kıymetini bilmek ve bu ilçeye
kendinden bir şeyler katabilmektir. Hınıs'ı uzak diyarlarda en iyi şekilde
temsil edebilmek, Hınıs adını güzel faaliyetlerle gündeme getirerek Hınıs’ın
güzel bir şekilde tanıtılmasını sağlamaktır.
Hınıs'lı olmak; Hınıs'ın dünden bu güne değişimini
kabul etmek, eksiklikleri tespit edip, önerilerde bulunmak, Hınıs'ın daha çok
gelişmesi için nelerin yapılabilirliği hakkında kafa yormaktır.
Hınıs'lı olmak; bu gün Hınıs için neler yaptım sorusunu
kendisine sormak ve olumlu cevap verebilme şerefine erişebilmektir.
Hınıs'lı olmak; Hınıs'ın güzelliği kadar güzel düşünen yürekli insanlarına sahiplenmek ve onları bütün hissiyatımızla kucaklayabilmektir. İnsanlara değer vermek, gülümseyebilmek ve insani gözlerle ben sizlerin dostuyum diyerek selamlayabilmektir. Kadir kıymet, büyük küçük bilmek ve buna göre insanlara nasıl davranılacağını bilebilmektir Hınıs'lı olmak.
Hınıs'lı olmak yardım elini uzatabilmek, acılarda ve
sevinçlerde hep beraber olabilmektir.
Hınıs'lı olmak, inanmak, sahip çıkmak yaratılanı
yaratandan ötürü sevebilmektir.
Hınıs'lı olmak; gelişime ve yeniliğe açık olmak ve
yeniliklere ayak uydurabilmek ama kesinlikle geçmişini unutmadan dünle bu günü
birleştirerek yaşayabilmektir.
Hınıs'lı olmak, biz olabilmektir. Geçmişteki sancaklığımıza
yani Malatya ile beraber ilçe olduğumuz
günlere geri dönebilmek için mücadele etmek yarınlarda il olama hayallerimizin
peşinde hep beraber koşabilmektir.
Hınıs'lı olmak inanmak, yürekli olmak, yüreklice yaşama
şerefine nail olabilmektir.
Şimdi
soruyorum...
Kim ne kadar
Hınıs'lı..
Bir festivali
hayal edip gerçekleştiremeyen bizler ne kadar Hınıs'lıyız?
Bu sorunun
cevabı için biraz kafa yoralım.....
Ne kadar Hınıs’lıyız öğrenelim..