Baba ocağımızın tanıtım ve reklamını yapmak, özellikle sorunlarını ulusal boyuta taşımak için gayret gösteren sesimiz, kulağımız, gözümüz Hınıs Gazetesi okurlarının mübarek Ramazan Şeriflerini tebrik ediyorum.
Bazı nedenlerlerden dolayı istemeyerek terk ettiğimiz, baba ocağımız Hınıs ilçesi, kimine göre sürgün yeri, kimine göre yoksulluğun kuşattığı bir ilçe, kimine göre kaçan kurtulur burada kalırsan ne uzanır nede kısılırsın gibi algılarla donatılmış bir ilçemiz..Ancak bana göre dünya’nın arayıp bulamadığı gübre ve ilaç görmemiş sıfır organik dünyasıdır.
1985 Yılında nüfusu 50000 olan ilçemizin 2016 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre 26.832’ye düşmüştür.Bu göçün asıl sebebinin organik tarımı hayata geçiremediğimizden kaynaklandığını düşünüyorum.
BEZEN SÖYLERLER "HINIS SİYASİ NEDENLERDEN DOLAYI GÖÇ VERDİ" DİYE. HAYIR.!
İklim koşullarının olumsuz etkileri ve kışların uzun olmasından dolayı, bölgemizde özellikle Erzurum ilinde sebze yetiştiriciliği yeterince gelişmemiştir.
Ama Hınıs bu iklimin dışında olduğu için tarım kültürü gelişmiş, sebze meyve hayvansal ürünler gelişmiş kendine yeten kendini doyuran bir ilçedir diyebiliriz
Ucu bucağı olmayan coğrafyamızda gıda ihtiyacını karşılamak üzere tarımsal üretimde verim artışını sağlamadığımız için son zamanlarda Türkiye’de olduğu gibi Hınıs’ta da tarım kültürü her geçen yıl geri geriye gitmiştir.Daha doğrusu biz Hınıs’ın toprağının kıymetini bilmediğimiz için değerlendiremedik. Halbuki Toprak anadır, babadır, namustur. Bir atasözünde “toprağını kaybeden Tanrısını kaybetmişe benzer” der
Hınıs ilçemizin geniş bir tarım alanına sahip olduğunu her çeşit meyve ve sebze ile organik ürünlerin yetiştirilebilineceği biliyoruz..En önemlisi organik ürünlerimizin patentini alıp markalaştırıp ulusal ve uluslararası pazarlarda yerimizi alabilirdik.Ancak topraklarımızı değerlendiremedik.Bu nedenle organik tarım ve hayvansal ürünlerimiz değerinde satılmadığı için üretici kar edememiş ve bu işten yavaş yavaş elini çekerek ilçeden göç etmiştir..
Son zamanlarda sağlıklı beslenmek için Dünya’da yaşayan yedi buçuk milyar insanın sadece bir buçuk milyarı ancak organik ürün bulabiliyor.Günümüzde organik ürünlere talebin her geçen gün artmasından dolayı organik ürün arayıp bulmakta zorluk çekildiğini hepimiz bilmekteyiz.
Talebin çok fazla olmasından dolayı TV ve radyolarda doğal ürünlerin pazarlandığını, ve en önemlisi Türkiye’nin büyük illerinde her cadde ve sokakta bir aktarın satışa başlamaları arz ve talebin artmasının bir işaretidir.
HINIS’TA DİNSEL TURİZMİM GELİŞTİRİLEMEDİ
Diğer bir konu ise Hınıs’ın zenginlik kaynakları tarih doğa kültür değerlerini gün yüzüne çıkaramadık.
Bir örnek dersiniz ekonomik olarak Konya’yı Konya yapan Mevlana Türbesidir.Konya bu sayede yılda 2 Milyon turist çekmektedir.
Hınıs İlçesi’ne bağlı olan Mirseyit Köyü’nde 500 yıllık bir geçmişinin olduğu tahmin edilen Beş Kardeşler (Seyide Biyoke) ziyaretine yaz aylarında yüzlerce insan niyaz oluyor.Ama bu ziyareti bütün Türkiye’ye açmak için ulusal bir tanıtım yapılmadığı için isteğimiz sayıda turistin gelmediğini hepimiz bilmekteyiz. Bu nedenle her yönüyle dinsel turizmin bütün kapıların aramalıyız.
HINIS FASULYESİNİ TANITSAYDIK YOK SATIRDIK
Doğal ürünlerimizden olan Hınıs Fasulyesi Hınıs ilçesi ve civar köylerinde yetişen Hınıs'a özgü çok lezzetli bir fasulye çeşididir. Büyük bir kesimin bu lezzeti tatmadığı ortada.Türkiye’deki fasulyeler içinde Kısa sürede pişme özelliği ve mide şişkinliği, hazımsızlık gibi sorunlar yaratmayan bu ürünümüz , çok kişi tarafından bilinmemektedir.
Bu konuda öncelikle Tarımsal Kooperatifleri devreye sokmalıyız
Hınıs’ta hizmet veren STK’lar birleşip bir Hınıs Tarımsal Kalkınma Kooperatifi kurarsa o zaman balımız, tereyağımız, kuru fasulye gibi bütün tarım ve hayvansal organik ürünlerimiz satışını yaparsak o zaman herkes yününü üretime çevirir. Kısa zamanda büyük şehirlerde yaşama zorluğu çeken Hınıslılar bile geriye göçü hayal etmeye başlarlar..
SONUÇ OLARAK
Hınıs’ı seviyorsak, göçün durmasını istiyorsak, sevdamız, aşkımız diyorsak o zaman sıladaki ve gurbetteki bütün Hınıslılar yüreklerini birleştirip bütün yolların Hınıs’tan geçmesi için yeni bir dil, yeni bir yol, yeni bir çaba içinde olmalıyız.
Hınıs’ın okuru, yazarı, bilge insanları, STK’ları, siyasi parti temsilcileri, işadamları bürokratımı ve kendisini Hınıslı hisseden her kes ele vererek Hınıs şaha kaldıracak projeler üretirsek kalkınmada güçlü bir algı oluştururuz.
KORONA KRİZİNİ ÇIKARIMIZA ÇEVİREBİLİRİZ
Gelelim çağı vebası Korona Virüs nedeniyle bütün dünya ve özellikle ülkemiz bir gıda krizi ile karşı karşıyadır.
Buradan yola çıkarak ilaç ve gübre görmemiş sıfır organik dünyası Hınıs’ta hayvansal ve tarımsal üretimi hayata geçirmek için Devlet hükümet maddi ve manevi desteğini sunarsa hem Hınıs hemde Türkiye kazanır.
Bu çağrı benim çağrımdır.
Saygılarımla
Hınıs gazetesi nezdinde, Bu yeni oluşumunuzun hayırlı olmasını ve ses getirmesi dileğiyle siz yazarlarımızı kutluyorum. kaleminize, elinize sağlık olsun.
Değerli kardeşim...Hınıs sevdan öyle ağır basmış, öylesine domuşsun ki; iki üç yazıda anlatacağını bir bölüme sığdırmışsın....Hoş geldin...renk kattım..
Değerli dostum Hınıs a olan sevdanı bilen biriyim Onun için de seni aramızda görmekten onur duydum hayırlı olsun başarılar diliyorum