De ki Ben Kur’an’a karşı sizden bir ücret istemiyorum. Ben yükümlülük getirenlerden/ kendiliğinden bir şeyler uyduranlardan, külfet getirenlerden, başa iş çıkaranlardan da değilim.
(SAD/86)
Ayette Nebimize çok önemli bir ilke bildirilmiştir.Tebliğden ücret alınmaz, tebliğci ücret alamaz.
Bu ilke, ortaya atılan davanın ciddiyetini ve dava sahibinin samimiyetini gösterir.
Hakk davetçisi, bu ilkeye göre davetine karşılık bir ücret isteyemez.
Bazı yalancı davetçiler ise ücret istemekten, mal talep etmekten, makam-mevki beklemekten asla vazgeçmezler.
Yüce Allah, bu Ayette sanki Nebimize, Bu işte hiçbir şahsi çıkarım yoktur size çıkarlarım için tebliğde bulunmuyorum.
Ben liderlik hırsı için sahte iddialar peşine düşen bir kimse değilim dedirtmek istemiştir.
Rabbimiz, ayetin ikinci cümlesinde de Nebimize, Ben kendiliğinden bir şeyler uyduranlardan, külfet getirenlerden, başa iş çıkaranlardan değilim açıklamasını yaptırmıştır.
Gerçekten de Nebimizin din adına tebliğ ettiği her şey Allah tarafından gönderilmiştir.
Bunların tümü insanlığın yararına olup aralarında topluma iş olsun diye buyurulan hiçbir şey yoktur. Ayrıca Nebimiz, kendisinde olmayan bir şeye özenerek zoraki ve yapmacık hareketlerle olduğundan farklı görünmek isteyen birisi de değildir.
Hakkıyla kur'an'ı öğrenip hayatına uygulayan biri olmayı Rabbim'den Niyaz Ediyorum.