Dikkatli olun, halis din sadece Allah’a aittir. O’nun astlarından birtakım yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar edinenler Allah’ın astlarından edindiğimiz yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar, bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara tapıyoruz. Şüphesiz kendilerinin ayrılığa/anlaşmazlığa düşüp durdukları şeylerde, onların arasında Allah hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve çok nankörün ta kendisi olan kişilere kılavuzluk etmez.
(ZÜMER/3)
Kendini Müslüman ve dindar olarak niteleyen herkes, Rabbimizin bu ayetteki açık ve net talimatı doğrultusunda, sahiplendiği dinin “ALLAH'IN SAF DİNİ” olmasına dikkat etmek durumundadır.
Ne var ki, yüzyıllardır insanlar Allah’ın saf ve tertemiz dininden farklı, katkılı ve yozlaşmış bir dini hayat sürdürmektedirler.
Çünkü Allah’ın saf ve tertemiz dininin içerisine şeyhler, imamlar, üstadlar marifetiyle heva-hevese, paraya, siyasete, ideolojiye dayalı birçok katkı maddesi karıştırılmıştır.
Yaşanan dini hayatın bu durumda olup olmadığını anlamak aslında çok kolaydır. Din adına ne varsa, iman ve ameliyle hepsi Kur’an’dadır. Kur’an’da yer almayan inanç ve ameller, Allah’ın saf dini dışında kalan din dışı inanç ve amellerdir.
Ayette de görüldüğü gibi, Rabbimiz bizden dinin Allah’a halis kılınmasını istemektedir. Bu da yaşanan dinde Allah’ın koymadığı hiçbir inanç ve amelin bulunmaması anlamına gelmektedir.
Hakkı'yla Kur'anı öğrenip hayatına uygulayan biri olmayı Rabbim'den Niyaz Ediyorum.