Ortak koşanlar, melek kavramı konusunda hiçbir bilgiye sahip değiller. Onlar sadece zanna/asılsız rivayetlere tabi olurlar; halbuki zannın/asılsız rivayetlerin, gerçekler karşısında hiçbir değeri yoktur.(NECM/28)
Yüce Allah “ZANN” konusunda müminleri şu ayetlerde de
uyarmaktadır.
Ortak koşan kimseler derler ki: “Eğer Allah isteseydi, biz de ortak koşmazdık, atalarımız da ortak koşmazlardı ve biz, hiçbir şeyi de haram etmezdık. “İşte, onlardan önce ortak koşanlar da aynı yalanı söylediler. Hatta Bana ortaklar edindikleri için çok sıkıntılar çektiler. De ki: “Bu söylediklerinizin doğru olduğuna dair Bana suna bileceğiniz bilimsel bir katkınız var mı elinizde? Eğer varsa onu Bana gösterin. Fakat siz zanna/söylentilere, rivayetlere tabi oldunuz ve siz ancak yalan-yanlış atıp-tutuyorsunuz.” (EN'AM/148)
Aklınızı başınıza toplayın! Göklerde ve yerde olan varlıkların tamamı Allah'ın koyduğu düzene/yasaya bağlıdır. O halde Allah'ı dışlayıp, kulları durumundakilerden isteyenler, aslında ortak koştukları şeylere tabi oluyorlar. Onlar ancak zanna/uydurdukları iftiralara tabi oluyorlar ve onlar sadece yalan tahminde bulunuyorlar.
(YUNUS/66)
Ey iman etmiş kimseler! Bir çok zandan, kuruntudan kaçının. Zira öyle kuruntular var ki, sizi kötülüklere sürükleyip, sıkıntıya sokabilir. İnsanların kusurlarını, açıklarını ortaya çıkaracağız diye uğraşmayın, kiminiz, kiminizin dedikodusunu yapmasın. Sizden biriniz, ölmüş bir kardeşinizin etini yemekten hoşlanır mısınız? İşte bakın, onu iğrenç buldunuz! O halde Allah’ın buyruklarını göz ardı etmeyin, kuruntulardan, dedikodulardan, kusur aramaktan vazgeçin. Kuşkusuz Allah, hatalarını anlayıp pişman olanları tövbelerini kabul edendir, esirgeyip bağışlayandır.
(HUCURAT/12)
Ortak koşanların çoğu zandan/rivayetten başkasına tabi olmazlar. Fakat zan/rivayet, hiçbir şekilde gerçeğin/ Kur’an’ın yerini tutmaz. Muhakkak ki Allah, onların yapmış oldukları şeyi bilir.(YUNUS/36)
Ayetler ışığında diyebiliriz ki, “Allah, “HAKK” kavramı denilince Sabit ve aklın inkar edemeyeceği derecede gerçek olan şey. Bu şey aynı zamanda doğrudur, isabetlidir, maksada uygundur, arzu edilene denk düşendir.
Ayette işaret edilen “HAKK”, gerçek iman'dır. Zann ile iman edilemeyeceği için, insanlar Rabblerinden gelen hidayet ile “ZANN'DAN" yakin'e hakka, kesin bilgiye ulaşmalıdırlar. Rabbimizin hidayeti ise Elçisine gönderdiği KUR'AN ve bizlere bahşettiği aklıselimden sağduyudan başka bir şey değildir. Fakat ne acıdır ki, bugün Müslümanların kabir azabı, mehdinin zuhuru, İsa'nın inişi, ahirete ait şefaat anlayışı gibi pek çok inancı hep ZANNA dayalıdır. Bu inançların maalesef ayette belirtilen ZANNA dayalı inanışlardan hiçbir farkı yoktur...!!!
Hakkı'yla Kur'anı öğrenip hayatına uygulayan biri olmayı Rabbm'den Niyaz Ediyorum.