Bakara 185. Ayeti Kur’an’ın Ramazan ayında indirildiğini, Duhan ve Kadir sureleri de Kur’an’ın gece vakti indirildiğini bildirmektedir.
Ama Kur’an’da, bu gecenin Ramazan ayının hangi gecesi olduğuna dair bir bilgi yer almamaktadır.
Kadir suresinde, Kadir Gecesi’nin değerinin bildirilmiş olmasına karşılık tarihinin, zamanının bildirilmemiş olması, Kur’an’ın öneminin, o gecenin öneminden daha ön planda tutulması gerektiğini anlatmaktadır.
Çünkü o geceye, kadir suresinde bildirilen değeri kazandıran Kur’an’dır.
Yani önemli olan o gece değil, o geceyi özel bir gece haline getiren esas değer'dir KUR'AN'DIR.!!!
Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğu, kesin belirlemelerle ifade edilmiş şekilde, hadis damgalı rivayetlerde bile yer almamıştır. Aslında evinin duvarında takvimi, masasında ajandası olmayan Nebinin bu gecenin hangi gece olduğunu bilmemesi veya hatırlamaması çok doğaldır.
Ama onun da hayatını değiştiren bu olayı biliyor olması ve Allah’ın Kur’an’daki öğretisine sadık kalarak, bu olayda Kur’an’dan başka hiçbir şeyin önemli olmadığı gerekçesiyle gece hakkında bilgi vermemesi, akla daha yakın gelmektedir.
Böyle olmasına rağmen rivayetler bu konuda da devreye girmiş ve Kadir Gecesi’nin kesin zamanını haber veren hepsi birbiriyle çelişkili yüzlerce ifade, hadis adı altında piyasaya sürülmüştür.
Bunlar, tutarsız ve çelişkili oluşları bir yana, düşük ifadeli oluşları yönüyle de Nebimize hiç yakışmayan uydurmalardır.
Bir örnek vermek gerekirse, Kadir Gecesi’nin ramazan ayının 27. gecesi olduğunun gerekçesi şöyle açıklanmıştır.
Kur’an’da üç kez tekrar edilmiş olan Leyletü-l Gadr (Kadir gecesi) ifadesi, Arap harfleriyle yazıldığında dokuz harften oluşmaktadır. Demek ki, Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunun formülü 3 tekrar X 9 harf = 27. gece'dir.
İşte, Kur’an’dan onay almayan bu uydurmalar, Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu böylesine basit, böylesine komik formüllerle ispat etmektedir.
İşin aslında ise, Kur’an’ın inmeye başladığı gece olan Kadir Gecesi, geçmişte kalmıştır, tekrarı da olmayacaktır.
Çünkü Kur’an, kesin olarak bilinmeyen bir tarihte inmeye başlamış ve inişi tamamlanmıştır.
İkinci bir Kadir Gecesi’nin yaşanması mümkün değildir.
Kadir gecesi ile ilgili olarak Kur’an’da verilen bilgiler bu kadardır.
Kur’an, Kadir Gecesi hakkındaki ayetleri ile insanlara çok önemli bir mesaj vermektedir.
Bu mesaj herkesin, bin aydan daha hayırlı olan, meleklerin kendisine yardıma koştuğu, mutluluklarının hemen başladığı bir kadir gecesinin olması gerektiğidir. Bu kadir gecesi ise
BİZİM KUR’AN İLE TANIŞTIĞIMIZ, ONU HAYAT REÇETESİ, REHBERİMİZ, IŞIĞIMIZ, RUHUMUZ, ŞİFAMIZ, İBRET LEVHAMIZ, HAYAT DÜSTURUMUZ, HAYAT YÖNETMELİĞİMİZ YAPTIĞIMIZ GECEDİR, GÜNDÜZDÜR, SAATTİR, DAKİKADİR, SANİYEDİR.!!!
Gerçekten de insanın Kur’an’a sarıldığı an, onun hayatının dönüm noktasıdır. O an, bin aydan, bir ömürden belki milyonlarca aydan bile daha hayırlıdır.
Çünkü kurtuluş, Kur’an’ın tanınmasına, ona inanılmasına, içeriğinin anlaşılıp uygulanmasına, kısaca Allah’a teslim olunmasına bağlıdır.
Dinimizde faziletli zamanlar ve mekanlar asla yoktur ama faziletli ameller vardır.
Faziletin dereceleri de, yapılan işin zahmeti ve emeğiyle doğru orantılıdır. Dolayısıyla keramet gecede değil, KUR’AN’DADIR.!!!
Yani özet olarak Kadir Gecesi, Kur’an’ın indirilmeye başlandığı ilk gecedir.
Nebimize elçilik görevi ilk bu gecede verilmiştir ve bu görev, alemlere tüm milletlere ve canlı-cansız tüm varlıklara rahmet içindir.
Öyleyse bu ilk gece alemler için bir dönüm noktası olmuştur. Alemlerin kurtuluşu da bu Kur’an’ın insanlığa gelişi ile olacağından, herkesin hayatını etkileyen özel anlar gibi, bu gecenin bin aydan daha yararlı olması tabiidir.
Bin ay ifadesi de çokluktan kinaye olup, Binlerce ay anlamındadır.
Ayetlerin bu mesajını çarpıtan zihniyet, önce kerameti geceye yüklemiş sonra da Bu gece bütün günahlar affolunur tarzında bir çok yalan ortaya atmıştır.
Bu zihniyete göre yıl boyunca her türlü haramı, günahı işlemiş ve Allah’ın emirlerini çiğneyip Müslüman olmanın gereklerinden uzak yaşamış olanlar, bu gecenin yüzü suyu hürmetine affedilecekler ve bütün ömrünü Allah’a saygıyla geçiren ve haramdan, günahtan kaçınan kişilerin seviyesine geleceklerdir.
Başka bir bakış açısı ile Kadir Gecesi’nden bir gün evvel ölenler günahlarıyla ölecekler, Kadir gecesinden sonra ölenler ise affedilmiş olarak öleceklerdir.
Böyle haksızlıkların Allah’a yakıştırılması öncelikle büyük bir cinayettir. Bu tip hastalıklı görüşler, insanların, Allah’ı sadece böyle ikramiyeli gecelerde hatırlamalarına, İslam’ı sadece böyle gecelerde yaşamayı yeterli görmelerine ve kulluk görevlerini yapmamalarına yol açar.!!!
Diğer taraftan, Kadir Gecesi’nde affa uğrayacağını düşünen kişi için cezaların caydırıcılık özelliği kalmaz ve bu uygulama insanları adeta suç işlemekten çekinmez yapar. Sonuç olarak bu yalan yanlış rivayetler, senenin her gününde, her saatinde, her saniyesinde mükemmel bir şekilde yaşanması gereken İslam dinini, sadece belli bir gün ve gecelerde yaşanır hale getirir, getirmiştir de.!!!
Hakkıyla kur'an'ı öğrenip hayatına uygulayan biri olmayı Rabbim'den Niyaz Ediyorum.