Sağ ayağın sol ayaktan hiçbir üstünlüğü yoktur. Tuvalete hangi ayakla girerseniz girin. Sağ elin de sol elden bir üstünlüğü yoktur. Yemeğinizi hangi elinizle yerseniz yiyin. Sol eliniz kirliyse, elinizi yıkarken o mikrop sağ elinize de yayılacaktır. Yani demem o ki sünnet olan temizliktir. Sarık, cübbe, şalvar din değildir. Ebu leheb, Ebu cehil de sarık, cübbe, şalvarlıydı. Sakal da din değildir. Müşriklerin bir çoğu sakalıydı. Resulullah bugün yaşasaydı hacematla kalmaz, imkanları dahilinde teknolojinin her nimetini kullanırdı. Mekkeden Medineye hicret ederken deveyi değil otomobil, tren veya uçak gibi bilumum ulaşım vasıtalarını kullanırdı. Dişlerini misvakla değil, diş fırçası ve macun ile fırçalardı. Örneğin Malatyada yaşasaydı orucunu hurmayla değil kayısı ile açardı. Yani demem o ki sevgili Nebimizin kişisel tercihleri sünnet değildir. Velhasılı din de değildir. Kaldı ki sevgili Nebimizin din koymak gibi bir yetkisi yoktur.
Onun görevi ALLAH'ın dinini tebliğdir.
Sünnet olanda; bu dini, yani KUR'AN'ı tebliğ ederken ki uygulama biçimleri, eylemleridir. Din KURAN'dır.
Bir eylemin sünnet olabilmesi için, o eylemin KUR'AN'da karşılığı olmalıdır.
Sevgili Nebimizin KUR'AN'da karşılığı olmayan eylem ve söylemleri din değil kişisel tercihleri, yaşadığı toplumun gelenek ve uygulamalarıdır.
Hakkıyla Kur’an’ı öğrenip hayatına uygulayan biri olmayı Rabbim’den Niyaz Ediyorum.