Hiç şüphesiz mü’minler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperen,O’nun ayetleri kendilerine okunduğu zaman, iman açısından güç kazanan ve yalnızca Rablerine sonucu havale eden,salatı ikame eden ve Bizim kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir.
İşte bunlar, gerçekten inananların ta kendisidir. Onlara Rableri katında dereceler, bağışlama ve saygın bir rızık vardır.(ENFAL/2-4)
Ayetler'de mü’minin nasıl olduğuna, nasıl olması lazım geldiğine açıklık getirilmektedir: Allah anıldığı zaman yürekleri ürperen ifadesiyle gerçek mü’minlerin birinci niteliği olarak, Allah’a haşyet duyma zikredilmiştir.
Yüreklerin ürpermesi, Allah’ı gereği gibi tanımaktan geçer. Zira ancak Allah’ı gereği gibi tanıyanların yürekleri ürperir.
Çünkü bu bilince erenler kendilerini daima O’nun huzurunda hissederler.
Yüksek makam sahibinin veya çok sevip hayran olduğu birinin yanında bulunan kimse etkilenip heyecanlanır, kalbi yerinden çıkacakmış gibi çarpar.
Ama aynı kişinin makam sahibi olduğunu bilmeyen veya hayran olduğu kişinin yanında olmasına rağmen onu tanımayan kimse etkilenmez, heyecan duymaz.
İnsanlar'dan, diğer canlı varlıklardan ve davarlardan da böyle türlü türlü renkte olanlar vardır. Kulları arasında Allah’tan ancak bilginler saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperirler. Hiç şüphesiz Allah çok güçlüdür, çok bağışlayıcıdır.(FATIR/28)
Yüreklerin ürpermesinin bir başka ifadesi de, “haşyet” duymadır. Haşyet ise, “bilgi ve idrakin bir sonucu olarak ortaya çıkan hayranlık ve saygının doğurduğu bir hasret kalma, uzak düşme korkusu”dur.
Ayette, hakiki mü’minlerin ikinci niteliğine de, O’nun ayetleri kendilerine okunduğu zaman, imanca güç kazanan… ifadesiyle işaret edilerek, Allah’ın ayetlerinin onları imanca daha da kuvvetlendirdiği bildirilmiştir.
Ayetlerden anlaşılacağına göre, iman zayıflayıp güçlenebiliyor. Allah’ın ayetleri üzerinde tefekkür edildikçe iman güçleniyor, ayetlere duyarsızlaştıkça da zayıflatıyor.!!!
Hakkıyla Kuran'ı öğrenip hayatına uygulayan biri Olmayı Rabbim'den Niyaz Ediyorum.