De ki Ben kesinlikle Rabbime dua ederim ve hiçbir şeyi de O'na ortak koşmam.
De ki Şüphesiz ben, sizi bir zarara ve iyiliğe, kötülüğe, güzele, doğruya götürmeye güç yetiremem.(CİNN/20-21)
Ayetlerle insanlara bir tevhit dersi verilmektedir.
Nebimizin kişilerin zarara uğramalarında yahut iyilik bulmalarında Nebimizin bir rolünün olmadığı, bizzat Nebimizin ağzından duyurulmaktadır.
Görüldüğü gibi, insanları doğruya kılavuzlamak elçiye ait bir görev değildir. Bu görev elçinin getirdiği mesaja aittir.
YANİ KUR'AN'A AİTTİR
De ki Eğer ben sapmışsam, artık yalnızca kendi zararıma saparım. Ve eğer kılavuzlandığım doğru yolu bulmuşsam, bilinmeli ki Rabbimin bana vahiy vermesiyledir. Şüphesiz O, En İyi İşiten'dir, Çok Yakın Olandır.(SEBE/50)
Ayet'te açıkça Rabbimiz Elçi’ye onun ağzından söyletiyor eyer doğru yolu bulmuşsam Rabbim'in bana vahyi sayesinde'dir. Yani Elçi'de KUR'AN sayesin'de doğru yola ulaşmış.!
İşte böylece Biz, sana da Kendi emrimizden/Kendi işimizden olan ruhu/ Kur’an’ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat Biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle kılavuzladığımız bir nur/ışık yaptık. Hiç kuşkusuz sen de dosdoğru bir yola göklerde ve yerde bulunanlar Kendisi için olan Allah’ın yoluna kılavuzluk etmektesin. Gözünüzü açın, bütün işler yalnız Allah’a döner.(ŞURA/52-53)
Bu Ayetlerde Nebi KUR'AN'LA tanışmadan yani vahy almadan önce Rabbimiz ne buyuruyor sen bundan evvel kitap nedir iman nedir bilmezdin!
Yani Nebimizi bile doğru yola ileten ona dini öğreten Rabbimizin gönderdiği yüce kitabı olan KUR'AN'DIR.!
Hakkı'yla Kur'anı öğrenip hayatına uygulayan biri olmayı Rabbim'den Niyaz Ediyorum.