Sen kitaptan sana vahyedileni/bildirileni oku/öğren ve salatı ikame et/ve okuduğunu/öğrendiğini iyice anla, uygula/ayakta tut; kuşkusuz salat/kuşkusuz okuduğun/öğrendiğin bilgiler, “fahşa’dan ve münkerden”/tüm olumsuz şeylerden ve çirkinliklerden, seni engeller/uzaklaştırır ve en büyük uyarı kesinlikle Allah’ın uyarısıdır. Ve Allah yapıp ettiğiniz her şeyi bilir.
(ANKEBUT/45)
Bu Kur'an ayetindeki "salat" kelimesi, bu gün, kıldığımız beş vakit namaz anlamında değildir.
Burada ki "salat" kelimesinin anlamı, ayetin başında da vurgulandığı gibi, Kur'an'a bağlılık, onu anlayarak sürekli okumak ve yaşamak anlamınadır.
Şirke ve ve kötülüğe bulaşmamak için bu şarttır. Eğer Kur'an bilgisinden yoksunsak ya da onu anlamadan sadece Arapçasını okumakla yetiniyorsak, her an şirk batağına düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalınabilir. Bak. Rum 31.
Eğer, bu ayetteki buyruğu, bugünkü
belirli vakitlere indirgediğimiz, üstelik birçoğumuzun ne dediğimizi bilmeden uyguladığımız namaz ibadeti olarak anlarsak, böyle bir namaz bize hangi şirki, kötülüğü, yani Kur'an'da geçen kelime ile, hangi "fahşai", hangi "münkeri" anlatıyor ve bunları öğrenme bilincini veriyor?
Bunları ancak hayatımızda sürekli var olan bir Kur'an bilgisi, bize verebilir. Kaldı ki tüm dünyada bugün namaz kılan insanların azımsanmayacak bir çoğunluğu, ne yazık ki "fahşa"dan, "münker"den ve "şirk"ten kurtulamıyor.!!!
Hakkıyla kur’an’ı öğrenip hayatına uygulayan biri olmayı Rabbim’den Niyaz Ediyorum.