Acaba insan, hiçbir şeyin kendisine, asla güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
"Yığınla param-servetim var" diye kasılıp duruyor?
Yoksa insan, servetini kazanırken, Benim kendisine yardım etmediğimi mi sanıyor?
Ben ona, görmesi için iki göz, konuşması için bir dil ve iki dudak vermedim mi?
Ben ona, iki yolu da, doğruyu-yanlışı göstermedim mi?
ZOR YOLU AŞMAK NE DEMEK?
Ne var ki, o, zor yolu aşmaya girişemedi.
Zor yolun ne olduğunu sen bilir misin?
O zor yol, cehaletin tutsaklarını aydınlığa kavuşturmak; Yahut yaygın bir açlık zamanı yemek yedirmek; Ya da yakını olan bir yetimi doyurup-giydirmek; Veya çok bunalmış bir yoksunun ihtiyacını gidermek; Sonra da, içtenlikle inanan, güçlüklere karşı koymayı öneren ve merhametli kimselerden olmaktır.
İşte bunlar, zor yolu aşan, sağduyu sahipleridir.
Ayetlerimizi görmezlikten gelip örtbas edenler, evet onlar, zor yolu aşamayan bedbahtlardır;
Onlar, yakıp-yıkmayı kendilerine huy edinmişlerdir.(BELED/5-20)
Hakkıyla Kur’an’ı öğrenip hayatına uygulayan biri olmayı Rabbim’den Niyaz Ediyorum.