Oysa ki onlara sadece dini yalnız Allah için arındıran kişiler halinde sadece Allah’a kulluk etmeleri salatı ikame etmeleri (mali yönden ve zihinsel açıdan destek olma toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları ayakta tutmaları) zekatı/vergiyi vermeleri emredilmişti. Ve işte bu doğru/eksiksiz/aşınmaz dindir.(BEYYİNE/5)
Ayetteki Allah’a halis kılınmış Din ifadesinden bir de halis olmayan Allah’a özgü kılınmamış bir dinin varlığı anlaşılmaktadır.
Buna göre bu din azizlerin şeyhlerin papazların hocaların hahamların efendilerin liderlerin ekledikleri katkı maddeleriyle bozulmuş yozlaştırılmış bir dindir.
Oysa Rabbimizin bu konu üzerindeki hassasiyeti bize göstermektedir ki yaşanan din Allaha özgü saf katkısız katışıksız bir bakıma HALİS/YANİ ANA SÜTÜ GİBİ HİÇ BİR KARIŞIMI OLMAYAN ALLAH'TAN BAŞKASININ HÜKÜMLERİNİ İÇERMEMELİ'DİR.!!!
Bu konuda KUR'AN- ERLERİNE düşen görev Allah’ın gerçek dinini bu katkı malzemelerinden arındırmak ve onu Allah’tan geldiği gibi saf ve halis bir halde insanlara ulaştırmaktır.
Hakkı'yla Kuran'ı öğrenip hayatına uygulayan biri olmayı Rabbim'den Niyaz Ediyorum.