De ki Rabbim hakkaniyeti emretti. Her mescidin yanında toplum içinde yüzünüzü tüm benliğinizi O’na doğrultun ve dini yalnız Kendisine has kılarak Rabbinize yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi O’na döneceksiniz.(A'RAF/29)
Kendini Müslüman ve dindar olarak niteleyen herkes, Rabbimizin bu ayetteki açık ve net talimatı doğrultusunda, sahiplendiği dinin “ALLAH'IN SAF DİNİ" olmasına dikkat etmek durumundadır.
Ne var ki, yüzyıllardır insanlar Allah’ın saf ve tertemiz dininden farklı, katkılı ve yozlaşmış bir dini hayat sürdürmektedirler.
Çünkü Allah’ın saf ve tertemiz dininin içerisine şeyhler, imamlar, üstadlar marifetiyle heva-hevese, paraya, siyasete, ideolojiye dayalı birçok katkı maddesi karıştırılmıştır.
Yaşanan dini hayatın bu durumda olup olmadığını anlamak aslında çok kolaydır. Yapılacak iş, sürdürülen inançların ve ortaya konan amellerin Allah tarafından mı yoksa başkaları tarafından mı belirlendiğine bakmaktan ibarettir.
Allah’ın saf dini, Fatiha’nın “besmelesi” ile Nas suresi’nin “ve’n-nas” ifadesi arasındadır.
Din adına ne varsa, iman ve ameliyle hepsi Kur’an’dadır. Kur’an’da yer almayan inanç ve ameller, Allah’ın saf dini dışında kalan din dışı inanç ve amellerdir.!!!
KUR'ANDA OLMAYAN VE BİRİLERİ TARAFINDAN UYDURULMUŞ VE DAYATILMIŞ OLANLAR PARELEL DİNDİR.!!!
Hakkı'yla Kur'anı öğrenip hayatına uygulayan biri olmayı Rabbim'den Niyaz Ediyorum.