De ki Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum. Uyarıldıkları zaman sağırlar çağrıya kulak vermezler. (ENBİYA/45)
Ayette Resulullah’a, onlar her ne kadar vahye karşı hasım olsalar da yine onları vahiy ile uyardığını söylemesi emredilmekte, buna karşılık vahye kulak tıkayan müşriklerin genel tavırlarının olumsuz olacağına işaret edilmektedir.
Rabbimiz bu olumsuz tavırlarından dolayı onları ahirette başlarına gelecek azapla uyararak akıllarını başlarına almalarını istemektedir.
Resulullah’a söylemesi emredilen Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum
ifadesinden anlaşılması gereken şudur
Nebimiz din adına ne yaptıysa vahye uyarak yapmıştır, yaptığı uyarıların tümünü de vahiy ile yapmıştır.
O nedenle din adına kim bir şey söyleyecekse, mutlaka Kur’an’dan söylemelidir. Din adına yapılan her uygulama vahye dayanmalı, kimsenin kendi kuruntusu olmamalıdır.
Ve onlar Bizi kendisine çağırdığın şeye karşı kalplerimiz bir örtü/zırh içindedir, kulaklarımızda bir ağırlık, bizimle senin aranda da bir perde vardır. Artık sen, yapabileceğini yap, biz de gerçekten yapıyoruz dediler.(FUSSİLET/2-3-4-5)
Ve Allah’a karşı yalan uydurandan yahut kendisine hiçbir şey vahyolunmadığı halde Bana vahyolundu diyenden ve Allah’ın indirdiği gibi ben de indireceğim diyenden daha yanlış kendi zararlarına iş yapan kim olabilir? Şirk koşarak yanlış kendi zararlarına iş yapan o kimseleri ölümün şiddetleri içindeyken, görevli güçler de onlara ellerini uzatmış, Canlarınızı çıkarın. Bugün, Allah’a karşı gerçek dışı şeyler söylediğinizden ve O’nun ayetlerine karşı böbürlenmenizden dolayı alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız. derlerken bir görsen! (EN'AM/93)
Ve kendi dillerinizin yalan nitelemesi ile Allah’a yalan uydurmak için, Şu helaldir, şu haramdır. demeyin. Şüphesiz Allah’a yalan uyduran kimseler iflah olmazlar.
(NAHIL/116)
Hakkıyla kur'an'ı öğrenip hayatına uygulayan biri olmayı Rabbim'den Niyaz Ediyorum.