Türkiye 1999 yılından bu yana yaşadığı en büyük depreme yine bir gece yarısı yakalandı. Ancak bu sefer depremin yanında dondurucu bir soğuk da vardı. 6 Şubat gece saat 04.17’de meydana gelen 7.7 şiddetindeki depremle başta merkez üssü olan Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesindeki vatandaşlar olmak üzere çevre illerdeki vatandaşlar da uykularından şiddetli sarsıntıyla uyandı.
Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’da yıkımlar meydana gelirken enkaz altında kalan vatandaşların dışında panik içerisinde gecenin bir yarısı evlerinden ayrılan vatandaşlarınsa bir kısmı dışarıda kalmaya devam ederken bir kısmı ise dondurucu soğuğa dayanamayıp depremin tekrarlamayacağını düşünerek evlerine döndüler. Ancak ardı arkası kesilmeyen artçı depremlerle beraber aynı gün saat 13.24’te Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde 7.6 şiddetinde ikinci kez şiddetli bir depremin yaşanmasıyla bölgedeki vatandaşların çok büyük kısmı enkaz altında kaldılar.
Binaların, hastanelerin, havalimanı ve yolların çökmesiyle birlikte deprem bölgesindeki yardım da çöküntüye uğradı. İlk 72 saat oldukça büyük önem arz ederken yollar kapalı olduğu için gelen yardımlar yerine ulaşmakta zorluk çekti. Yıkım çok büyük, gelen yardım yıkım büyüklüğüne yetersizdi. Seslerini özellikle sosyal medya üzerinden duyurmaya çalışan vatandaşlar; saatlerce yardım beklemelerine rağmen bir sonuç alamayınca göçük altından önce kendilerini, sonra yakınlarını elleriyle kazıyarak kurtarmaya çalıştılar. Canlarını bu çaresiz çaba sonucunda yığın altında kalarak veren vatandaşlar da oldu, kurtulmalarına rağmen yetersiz yardım sebebiyle açlık ve soğukla cebelleşen vatandaşlar arasından bu olumsuz koşullara tutunamayanlar da, enkaz altında donarak yaşamlarını yitirenler de...
Ülkenin dört bir yanındaki vatandaşlar, insanlar soğukla mücadele ederken sıcak evlerinde huzursuzdular ve birlik olup deprem bölgesindeki insanlara yardım kolilerini ulaştırabilmek için ellerinden gelen her şeyi fazlasıyla yapmaya çalıştılar. Ancak çeşitli ülke ve illerden gelen yardımların artması da yetersizdi çünkü depremin 3. gününde bile henüz hiç yardım edilmemiş yerler vardı. Umuyoruz ki 9.052 vatandaşımız ölmüş, 52.979 vatandaşımız ise yaralanmışken bugünden itibaren yardımlar daha da artar ve vatandaşlar ölüme terk edilmeden kurtarılır.
1999 depreminden bu yana deprem vergisi adı altında ödediğimiz Özel İletişim Vergisi’nden elde edilen gelirler nereye gitti? Devlet yardım konusunda neden bu kadar gecikti? Bazı deprem bölgeleri neden görmezden gelindi? Vatandaşlar neden bu hale geldi? Deprem her zaman ülke gündemindeyken neden olan her depremde tedbir ve yardımlar yetersiz kalıyor? Deprem yönetmeliğine uygun olduğu iddia edilen ancak ilk depremle yerle bir olan yapıların müteahhitleriyle, bu yapıların inşasına ve iskanına onay veren tüm yetkililere ne olacak? İmar afları çok mu gerekliydi? Vatandaşların büyük çoğunluğu depremden mi öldü, ihmalden mi? Sorulacak çok soru var, kimisine göre zamansız sorular kimisine göre cevapsız...
Hayatta kalan herkesin hayatta kaldığı sürece hafızasından silemeyeceği öyle anlar, feryatlar ve acılar gördük ki, ülkemize geçmiş ve ülkemizin başı sağ olsun.