Aa! Ne işin var pencerede! Sana yem vereyim mi?
-cik. Cik.
Ne diyorsun? Dur içeri alayım.
-Cik.
Adın ne senin?
-Cik Cik
Cik cik diye isim mi olurmuş. Önce sana bir isim bulalım…Al şunu ye, şöyle biraz da su koyalım masaya… Afiyet olsun.
-Cik
Önemli değil.
Ooh karnın da doydu. Haydi güle güle...
-Ciiyik…
Yaa! Demek uzaklardan geldin. Postacı kuşusun. Boyuna bakılırsa pekte benzemiyorsun. Muhabbet kuşundan haberci mi olurmuş?
-Cik cik cik.
Hadi oradan, nerden bileceksin? Benimle oynama. Demek şimdi geçmişten haberler getirdiğini, hem de benim doğduğum yerlerin tarihini bildiğini söylüyorsun öyle mi? ...Öyleyse sana birkaç sorum olacak. Ne sorsam! ne sorsam! Dur aklıma geldi. Söyle bakalım:.. Yok yok Hınıs’ın kuruluşunu sormayacağım…Hah! Aklıma geldi. Söyle bakalım Hınıs’ta ilk Matbaa ne zaman kuruldu…
-Cik cik…cik
Evet doğru. Osmanlının son dönemlerinde Cumhuriyet daha kurulmadan ülkenin birkaç matbaasından biri kısa süreliğine de olsa Hınıs’ta bulundu. Padişah Abdülaziz 1867 yılında Matbaayı Erzurum’a gönderdi Erzurum’un ilk gazetesi “ENVARI ŞARKİYE” bu matbaadan çıktı.1916’daki Rus işgaliyle makine Ruslar tarafından Hınıs’a götürülmüş iki yıl süreyle Hınıs’ta çeşitli yayınlar ve evraklar basılmıştır. Rusların gidişiyle Kazım Karabekir tarafından Yeniden Erzurum’a götürülmüş, “Albayrak”, “Doğu”, “Demokrat Doğu” ve son olarak “Yeni Erzurum gazeteleri bu matbaada basılmıştır…Peki söyle bakalım bu matbaa şimdi nerde?
-Cik.
Erzurum’da demek! Peki nasıl görebilirim?
-Cik cik.
Cumhuriyet Caddesinin hemen arkasında öğretmen evinin karşısındaki Atatürk Müze Evinde sergileniyor. Kitabesinde de yazıyor öyle mi?
-Cik
Tamam anladım…Son bir şey sorayım: Daha sonraki yıllarda Hınıs’ta başka Matbaa ve basın yayın oldu mu?
-Cik Cik cik cik…cik.
Deme ya! Demek 1975 yılında Gazeteci Hüseyin KARA tarafından Hınıs’a özel matbaa makinası getirilmiş, Çeşitli dokümanlar yanında “HINIS SESİ” gazetesi adıyla 4 ve 8 sayfadan oluşan gazete neşriyatı yapılmıştır. Kara’nın mesleğini Ankara ya taşımasıyla 1986 yılında Murat KAMZA Üçüncü matbaayı kurdu “HINISK BELDE” adında 4 sayfadan oluşan gazete yayınladı, günce niteliğinde birkaç dergi çıkardı.
-Cik.
İşte bu çok ilginç! Birçok ilde tek bir gazete yokken Hınıs’ta bir dönem iki gazete birden çıktı öyle mi?
-Cik.
Demek gitme zamanın geldi. Haftaya yine gel olur mu? Hem sana kurabiye de yaparım. Anlaştık mı?
-Cik.
Sahi adın neydi? Doğru ya sana bir de isim verecektik. Hadi o zaman sen gelinceye kadar arkadaşlara sorayım Haberci kuşumuzun adı ne olsun……? VESSELAM
Değerlerimiz bir bir yitiyor.Hüseyin kara şimdi Ankarada çok yaşlandı.Evimiz karşılıklıydı.oğulları Şahin,Ersin ve Sinanla görüşüp onunla ilgili bir çalışma yapmak gerek...değerler tek tek yitiyor.yine şıhbirli yaşar dayı başlı başına bir tarihti yazıp okuduğu gazeller derlenip kitaplaştırılabilirdi.(Belediye veya sivil kuruluş basım dağıtımını üstlensin hakkında kitapçık yazmaya hazırım) yaşar dayının devlete ilçenin sorunları hakkında gunis rekorlar kitabına girecek kadar dilekçe yazdığını, ulusal basında haberleştiğini biloyormuydunuz!!!.daha onlarca değerimiz var ..Mete şarenin dengbej oduğunu Şabanın aşk yüzünden asketden sonra delirdiğini.. vs.vs.onlarca....vesselam
Değerli dostum senin Hınıs tarihi hakkındaki araştırmacı ruhun taktire şayandır bu yazını okuyunca bir an Hınıs, a gidip gelmiş oldum gibi sanki sayın Hüseyin Kara beyin gazete sinin önündeyim Hüseyin beyin bize gelecek için hayata yapmamız gereken güzel tavsiye lerini dinliyorum.