Merhabalar..
Aslında sitedeki ilk yazımı sadece merhabalaşmaya, sizlerle tanışmaya ve kendimi tanıtmaya ayırmak istemiştim. Biraz da reklamımı yapıp; şu kadar yıldır türlü türlü gazetelerde köşe yazmaktayım, şu kitaplarım yayınlandı, bu kadar Dergi çıkarttım, Tiyatro oyunu yazıp, hazırlayıp sahneledim, şunu yaptım bunu yaptım…falan oldu filan gitti…Kısaca kendimi Hınıslı Godo yapıp sunmak istemiştim.
Oysa! Gündem o kadar çok ve önemli ki, kendi Godoloğumu ve kendi kendime methiyeler düzmeye ileri tarihteki bir yazıma bırakıp, yönümü asıl Godo ya yani Hınıs’a dönmek istedim.
Peki Godo diyoruz da nedir bu godo? Öyle internetten falan aramayın, Vikipediadan veya Ekşi sözlükten anlamını bulamazsınız ha!...
“Godo’yu Beklerken” aslında Fransız yazar Samuel Beckett’in 1953 de Paris’te sahnelediği Tiyatro oyununun adıdır.
………
Bundan yıllar önce oyunu Bir grup arkadaşımla birlikte sahnelemek istemiş, ancak başka bir grup tarafından sahnelenmek üzere olduğunu görünce vazgeçmiştik….
Oyun bir psikolojik beklenti oyunudur(En azından benim yorumum böyle) Bir grup insan denek olarak seçilerek bunlara bir gün Godo’nun geleceği ve kendilerine gösterileceği söylenir, ancak hakkında hiçbir bilgi verilmez… Kimse Godo’nun ne olduğunu bilmez, herkes merak içindedir, günler günleri; aylar, yılları kovalar sonunda o gün gelir.…Oyunda Kocaman bir fil bir odaya konur, akabinde hayatında hiç fil görmemiş olan bu seçilmişler gözleri bağlanarak getirilir ve her biri filin bir tarafına yerleştirilerek dokunmaları ve dokundukları bu nesneyi tarif etmeleri istenilir…. Filin Ayağını tutan Onun koca bir sütun olduğunu, Kulağını tutan, Devasa bir yaprak olduğunu, karnını tutan bir ambar olduğunu, Hortumunu tutan Dev piton yılanı olduğunu söylerler…. Ancak gözleri açıldığında onun devasa bir canlı varlık olduğunu öğrenirler. Yani Oyun; bilinmeyenin ne kadar gizemli olduğunu belirtir….
… Mesele Godo’nun gelip veya gelmeme meselesi değil; Godo’dan beklentidir. …Mesele Godo’nun ne olduğu değil, Onun nasıl anlatıldığı meselesidir. Mesele Godo’yu tanıyıp bilme meselesi değil; onu tanıtma meselesidir
Bunu neden mi anlattım!... Bizler Hınıs Gazetesi’ne yeni katılan arkadaşlar olarak (en azından kendi adıma) bilinmeyen Godo yu yani Hınıs Godo ’sunu veya Godo’nun Hınıs’ını, yani Godoyu, işin daha doğrusu Hınıs’ı anlamaya, anlatmaya çalışacağız.
Aslında Godo mu bizi bekliyor veya biz mi Godoyu bekliyoruz bu belirsiz… Daha doğrusu Hınıs özelinde; biz mi Hınıs’ı görmeyi, tanımayı bekliyoruz; yoksa Hınıs ‘mı kendisini görmemizi, tarihi değerlerini bilmemizi, onu tanımamızı, sevmemizi, tanıtmamızı istiyor işte bütün mesele bu…
Yeter artık Godo’yu beklemek istemiyoruz…. Godo (Hınıs) bizi beklesin…Birkaç arkadaş toplaştık onu tanıyacak ve tanıtacağız
Merhaba Godo lar, Merhaba Hınıs… VESSELAM
Hayatımın büyük bir kısmını Gurbette geçirmemden olsa gerek, Memleketimizin ve memleketimiz insanının en iyi bir noktada, en iyi yerde olması hep temennimdi. Bu meseleleri sürekli gündeme getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Henüz hiç bir şey için geç kalınmış değil ezeoğlu. Zararın neresinden dönersek kardır misali, bulunduğumuz noktadan tekrar vira bismillah deyip memleketimizin gelişmesi yada insanlarımızın daha iyi bir noktaya gelmesi için mücadele edebiliriz. Hınıslı Godo, paylaşımını biraz daha derinlemesine analiz ederek okudum. Senin gerçekten ne demek istediğini çok iyi anlıyor ve sana katılıyorum ezeoğlu. Aslında gözü kapalı fikir yürütmek yerine gözü açık görerek, daha sağlam ve yapıcı fikirler tercih edilmelidir. Yoksa paylaşımındaki fil meselesi gibi, gözümüz kapalı sadece dokunduğumuz şeyin ne olduğuna anlam vermeye çalışırız. Ezeoğlu görüşmek üzere...
Meramı çok iyi analiz etmişsin. Birçok defa biraraya gelinip iyi niyetle birşeyler yapılmaya çalışıldı fakat sorunu ve gerçek samimiyet oluşturulamadığından yarıda kaldı....Pansuman değil, Tedavi etmeliyiz.Vesselam...
Tebrikler Hayırlı olsun kardeşim. Devamını bekleriz. Selam ve saygılar sunarım.
Teşekkürler kardeşim.Eskimeyen arkadaşlarla yıllar sonra burada karşılaşmak çok güzel..Selamlar...
Sevgili kardeşim, Merakla yazılarını takip edeceğim.Çok başarılı bir giriş.Devamını bekliyor olacağım. Selam ve sevgilerimi sunuyorum sana...
Gürol 30 yılı geçti....Üniversite de sana Hınısın yarısı Trabzonlu demiştim. gerçekten öyle .Onlar sayesinde nerde Karadenizli görsk akraba belledik...sen benim için Hınıslı Karadenizlilerden daha Hınıslısın...Selamlar
Godo'yu boşuna bekliyoruz. Öyle birisi yok. Ama ne güzel ki sen varsın. Yazılarınla gülümsedin bize..Yüreği güzel tüm Hınıs'lılara selam olsun... Teeeee yıllar önce özlemi doruklara çıkmış bir gurbet akşamında Hınıs için Nerede olursa olsun Hınıs'lı.. Gecesi hüzünlü, Gündüzü yaslı.. Kızılkurt'lu Hamurpert'li, Aras'lı, Gönlümüzün başkentidir Ora'sı demiştim. Hınıs Özlemimiz olmaya devam ediyor..
Güzel duygularına teşekkürler.sevgili abim..Evet dizi o şiirinizi/şiirlerinizi severek okumuştum..sizin ne denli Hınıs sevdalısı olduğunuzu biilirim...Sizlerde iyiki varsınız..saygılar
Sevgili kardeşim; Sizleri tekrardan yazarken görmek, yazdıklarınızı okuyabilmek adına kalemimize yüreğinize sağlık diyorum..Hayırlı olsun..
Teşekkürler...bende sizlerle birlikte olmaktan,değerlerimizi paylaşmaktan kıvanç duyarım..İyiki varsınız....saygılar
Değerli can dostum senin temiz yüreğin kadar kaleminde temiz ve ilkeli yazıyor hayırlı olsun başarılar diliyorum.
Can dostum bilirsin seninle her ortamda oluruz.zDuygu düşüncenize teşekkürler..iuiki varsın
Merhaba Can Abim..Birkaç gönüllü,kaygılı,umutvar kişiler olarak Bismillah dedik.Samimiyet ve ilçeye sadakat vurgusuyla güzel işler başaracağız..Aramıza hoş geldin..
Hoşbulduk değerli kardeşim. Umarım birliktrliğimiz uzun soluklu olur