Bir toplumun itibarı geçmişte biriktirmiş olduğu tarihsel olgularla ölçülür. Daha doğrusu toplumu oluşturan bireylerin yaşamı boyunca takınmış olduğu hal ve hareketler bunu belirler. Elliye merdiven dayadığımız hayat yolunda Hınıs’ın en güzel yıllarını da en zorlu sınavlarını da görmek bize nasip oldu. Heybemizde nice sevinçler ve nice hüzünler birikti. Ancak hüzünler her geçen gün daha da artarak yaşamımızı bir nevi esir aldı.
Toplumsal mutabakat diye bir kavram vardır. Toplumda yaşayan kişilerin tüm aykırılığa rağmen ortak bir zeminde buluşmasıdır. Sorunların aşılmasında uygulanan en etkili yöntemdir. Çünkü hiçbir toplumda herkes aynı düşünüp, aynı doğruları savunmaz. Farklı olanlar aynı düzlemde bir araya gelebiliyor ise çözüm için en önemli adımı atmış olurlar. Hal böyle iken, her yerin kendine has eksiklikleri ve farklı düşünen kesimleri vardır. Bu olumsuzluklar ile mücadele eden ve ortak zeminde buluşan toplumlar bu bahsettiğim hüzünleri asgari düzeyde yaşar ve toplumsal huzuru yakalamış olur.
Peki, bu bağlamda bizler Hınıs ve Hınıslılar için ne kadar ayakta kalabildik?
Örneğin bizler bu ilçenin geleceğine, bu ilçe insanının sorunlarına ne kadar duyarlı davranıp çözümü için ne kadar çaba sarf ettik.? Çıkarlarımızdan, iftiralarımızdan, istememezliğimizden ne kadar feragat edebildik. Aynı havayı soluyup, aynı çeşmeden su içtiğimiz, aynı tabutu beraber omuzladığımız, aynı halayda kol kola girdiğimiz komşularımız, hemşerilerimiz ile samimi bir şekilde, onları aldatmadan rol kesmeden, arkasından dedikodu etmeden ne zaman Hınıs’ı konuşabildik? Eğitimli ve deneyimli kişileri cahillere neden yem ettik? Sürekli dile gelen bu söylemler sokakta konuşulan Hınıslıların yıllardır sordukları sorulardan birkaç tanesi.Yani Hınıs’ın ve Hınıslının değerlerini yargılar iken hep olumsuzlukları ön planda tutup örneklendirdik.
Daha neler neler söyledik! “Toprağı fesat”” Hınıs’tan uzak Allah’a yakın” ”insanları birbirine hain” cümlelerini ağzımızdan düşürmedik. Yanlışı biz yaptık suçu Hınıs’a attık. Oysa toprak binlerce yıldır aynı, bu topraklarda yaşamış insanlar aynı kültür ile büyümüş insanlar idi. En çok eleştirdiğimiz olumsuzluklara aslında bizler hizmet ettik. Olumsuzluklara çare üretmek bir tarafa çanak tuttuk. Bir tarafta feodalizm, bir tarafta ideolojik çatışmalar, bir tarafta üretmeyen toplum, diğer tarafta çıkar ilişkileri ve istememezlik ve bunların neticesinde yaşanabilir bir toplum beklentisi.. Bir birine çok tezat değil mi? Hayat, bazen insanların yaşadığı sorunların çözümü için ortaya irade koymayı kaçınılmaz kılar. Bu iradeyi göstermez isen sorunlar bir yumak halinde büyüdükçe büyür.
Çözüm mü?
Dünyanın dört bir tarafına yayılmış yüzbinlerce Hınıslının ortak akıl ve ortak emekleriyle memleketlerine sahip çıkması gerekir. Tıpkı Karadeniz insanı gibi… Siyasetçisi, bürokratı, akil insanları, köylüsü, kentlisi, esnafı çiftçisi, yaşlısı ve genci sorumluluk alarak samimi bir yaklaşımla bu ilçeye emek vermelidir.
Kamuda çalışıp kimliğinde doğum yeri Hınıs yazan kamu çalışanları ilk fırsatta Hınıs’ı terk etmemelidir.. Belli bir konuma gelip ilçeye hizmet etmemiz gerekirken kolay yolu seçip ilçeyi terk ediyoruz. Bu ilçenin imkânlarıyla belli bir konuma geldiysek önceliğimiz bu ilçe insanına hizmet etmek olmalıdır.
Bir diğer eksiğimiz bürokrat yetiştiremiyoruz. Üst makamlara gelmiş kaç tane Hınıslı bürokratımız var diye sorsam bir veya iki isim sayabiliriz. Bu sayıyı neden çoğaltamıyoruz? Donanımlı ve yeterli kriteri taşıyan binlerce hemşerimiz var. Ancak belirli makama gelmiş Hınıslı sayısı bir veya iki kişidir. "Bunun yolunu kesen sebepler nelerdir? "diye hiç araştırmıyoruz.
Kaç tane maddi durumu iyi olan hemşerimiz yatırımını Hınıs’a yapıyor? Yatırımlarını Hınıs’a yapmamalarının gerçek sebepleri nelerdir diye kaçımız kafa yorduk? Onlara yatırım yapmaları için yeterli güven ortamını neden sağlayamıyoruz? Ya da ilçeye yatırım yapanları ne zaman yüceltip hak ettikleri değeri onlara verebildik? Bu konularda samimi bir şekilde empati yapmamız gerekir diye düşünüyorum.
Bir diğer konu birbirimizi sevmeyi desteklemeyi ilçeye katkı sunan tüm değerleri korumayı kendimize şiar edinmeliyiz. Adaletten şaşmadan sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Bu tür değerlerimizi kıskanıp önünü kesmektense onlara başarıları için daha fazla destek vermeliyiz. Çünkü onlar başarılı oldukça kazanan Hınıs olacaktır.
Yazımın sonunda tüm bu yaşananlardan sonra size Hınıs ve Hınıslı eski itibarını koruyor mu diye sorsam?
İşte tam burada empati yaparak hepimiz üzerimize düşen sorumluluğun farkına varıp yanlışlarımızla yüzleşip sonra cevap verelim derim..
Sadece siz mi?
Tabii ki hayır...Tıpkı sizin gibi bende kendi iç dünyamda bu empatiyi yapıyor olacağım.
Çünkü Hınıs'ın eski itibarı gün geçtikçe yok oluyor..
Toplumsal mutabakat diye bir kavram vardır. Toplumda yaşayan kişilerin tüm aykırılığa rağmen ortak bir zeminde buluşmasıdır. Sorunların aşılmasında uygulanan en etkili yöntemdir. Çünkü hiçbir toplumda herkes aynı düşünüp, aynı doğruları savunmaz. Farklı olanlar aynı düzlemde bir araya gelebiliyor ise çözüm için en önemli adımı atmış olurlar. Hal böyle iken, her yerin kendine has eksiklikleri ve farklı düşünen kesimleri vardır. Bu olumsuzluklar ile mücadele eden ve ortak zeminde buluşan toplumlar bu bahsettiğim hüzünleri asgari düzeyde yaşar ve toplumsal huzuru yakalamış olur.
Peki, bu bağlamda bizler Hınıs ve Hınıslılar için ne kadar ayakta kalabildik?
Örneğin bizler bu ilçenin geleceğine, bu ilçe insanının sorunlarına ne kadar duyarlı davranıp çözümü için ne kadar çaba sarf ettik.? Çıkarlarımızdan, iftiralarımızdan, istememezliğimizden ne kadar feragat edebildik. Aynı havayı soluyup, aynı çeşmeden su içtiğimiz, aynı tabutu beraber omuzladığımız, aynı halayda kol kola girdiğimiz komşularımız, hemşerilerimiz ile samimi bir şekilde, onları aldatmadan rol kesmeden, arkasından dedikodu etmeden ne zaman Hınıs’ı konuşabildik? Eğitimli ve deneyimli kişileri cahillere neden yem ettik? Sürekli dile gelen bu söylemler sokakta konuşulan Hınıslıların yıllardır sordukları sorulardan birkaç tanesi.Yani Hınıs’ın ve Hınıslının değerlerini yargılar iken hep olumsuzlukları ön planda tutup örneklendirdik.
Daha neler neler söyledik! “Toprağı fesat”” Hınıs’tan uzak Allah’a yakın” ”insanları birbirine hain” cümlelerini ağzımızdan düşürmedik. Yanlışı biz yaptık suçu Hınıs’a attık. Oysa toprak binlerce yıldır aynı, bu topraklarda yaşamış insanlar aynı kültür ile büyümüş insanlar idi. En çok eleştirdiğimiz olumsuzluklara aslında bizler hizmet ettik. Olumsuzluklara çare üretmek bir tarafa çanak tuttuk. Bir tarafta feodalizm, bir tarafta ideolojik çatışmalar, bir tarafta üretmeyen toplum, diğer tarafta çıkar ilişkileri ve istememezlik ve bunların neticesinde yaşanabilir bir toplum beklentisi.. Bir birine çok tezat değil mi? Hayat, bazen insanların yaşadığı sorunların çözümü için ortaya irade koymayı kaçınılmaz kılar. Bu iradeyi göstermez isen sorunlar bir yumak halinde büyüdükçe büyür.
Çözüm mü?
Dünyanın dört bir tarafına yayılmış yüzbinlerce Hınıslının ortak akıl ve ortak emekleriyle memleketlerine sahip çıkması gerekir. Tıpkı Karadeniz insanı gibi… Siyasetçisi, bürokratı, akil insanları, köylüsü, kentlisi, esnafı çiftçisi, yaşlısı ve genci sorumluluk alarak samimi bir yaklaşımla bu ilçeye emek vermelidir.
Kamuda çalışıp kimliğinde doğum yeri Hınıs yazan kamu çalışanları ilk fırsatta Hınıs’ı terk etmemelidir.. Belli bir konuma gelip ilçeye hizmet etmemiz gerekirken kolay yolu seçip ilçeyi terk ediyoruz. Bu ilçenin imkânlarıyla belli bir konuma geldiysek önceliğimiz bu ilçe insanına hizmet etmek olmalıdır.
Bir diğer eksiğimiz bürokrat yetiştiremiyoruz. Üst makamlara gelmiş kaç tane Hınıslı bürokratımız var diye sorsam bir veya iki isim sayabiliriz. Bu sayıyı neden çoğaltamıyoruz? Donanımlı ve yeterli kriteri taşıyan binlerce hemşerimiz var. Ancak belirli makama gelmiş Hınıslı sayısı bir veya iki kişidir. "Bunun yolunu kesen sebepler nelerdir? "diye hiç araştırmıyoruz.
Kaç tane maddi durumu iyi olan hemşerimiz yatırımını Hınıs’a yapıyor? Yatırımlarını Hınıs’a yapmamalarının gerçek sebepleri nelerdir diye kaçımız kafa yorduk? Onlara yatırım yapmaları için yeterli güven ortamını neden sağlayamıyoruz? Ya da ilçeye yatırım yapanları ne zaman yüceltip hak ettikleri değeri onlara verebildik? Bu konularda samimi bir şekilde empati yapmamız gerekir diye düşünüyorum.
Bir diğer konu birbirimizi sevmeyi desteklemeyi ilçeye katkı sunan tüm değerleri korumayı kendimize şiar edinmeliyiz. Adaletten şaşmadan sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Bu tür değerlerimizi kıskanıp önünü kesmektense onlara başarıları için daha fazla destek vermeliyiz. Çünkü onlar başarılı oldukça kazanan Hınıs olacaktır.
Yazımın sonunda tüm bu yaşananlardan sonra size Hınıs ve Hınıslı eski itibarını koruyor mu diye sorsam?
İşte tam burada empati yaparak hepimiz üzerimize düşen sorumluluğun farkına varıp yanlışlarımızla yüzleşip sonra cevap verelim derim..
Sadece siz mi?
Tabii ki hayır...Tıpkı sizin gibi bende kendi iç dünyamda bu empatiyi yapıyor olacağım.
Çünkü Hınıs'ın eski itibarı gün geçtikçe yok oluyor..
Bir Hınıs lı yazar olarak, Hınıs'ın en eski ailelerinden birinin çocuğu olarak 1966 depreminde Hınısı terketmek zorunda kaldım. Uzun yıllar devlete hizmet verdim. Ünv. lerde hocalık yaptım. 50 ye yakın kitap yazdım. Hınısı nın ve bizim (kendimide katıyorum) problemimiz ne biliyormusun? Ucuz prspnatik ilişkiler, hased ve populizm. Onun için Hınısta 50 li kuşaktan kimse kalmadı. Yakuplar sokakta ki evimiz dahi gasbedildi. Oysa Hınıs'ın Tarıhı bu sayfalarda yazıldığı gibi 1800 yıllarla sınırlı değil. HINIS'IN 5000 yıllık tarihinin belgelerinin olduğu HINIS'ıN ocak olduğu, beyliklere, hanedanlara mekan bir yer olduğunu bu günkü nesilden kaç kişi bilir. Cafer Eren benim orta okuldan arkadaşım. Ama bu gün bu ismi söyle o dahi hatırlamaz. HOCA AHMET EF. yi( dere içi cami imami merkez yukarı camii imami iken 91 de vefat eden Ahmet İlbaş) babam ben soy ismimi değiştirdim. Dere içindeki caminin tarihimi kaç kişi bilir. Araştırmacı kaç yazar çıktı acaba veya çıkanlara Hınıs lı sahip oldumu
i.salih salihoğlu abim sizi hatırlamadım belkide görmemişim küçük kardeşinizi hatırlıyorum (horto) kız kardeşiniz mi yeğeniniz mi tam olarak bilmiyorum saliha ilbaş hem komşumuz hem ilkokul arkadaşım kardeşim hatırlıyorum.evet kimler geldi kimler geçti HINIS yine aynı hınıs tan saygılar hocam