Hayatta iki şeyden çok korkar ve çok utanırım.Bir; işkencecinin insan maskesinden, ikincisi,çocukların ağıtlarından..
İşkenceci, geçmişin izi olur beyinlerde..Çocukların ağıdı ise, geleceğin habercisi.
İşkence, bir insanlık ayıbıdır.İnsanın onur ve haysiyetine yapılmış en ağır saldırıdır.Her kimden,nerden gelirse kınanmalı ve gereken şekilde cezalandırılmalıdır.İşkenceci, maske takmış insanın en güzel örneğidir.
Hani şair der ya;
İki yüzlü insanlar, tiyatroyu ikinci yüzleriyle oynarlar.
Aslında dış dünyadaki hayatları tiyatral bir gösteriden öte değildir.Gerçek hayatları ve yüzleri ise kimselerin olmadığı yerlerde elindeki gücü canavara çevirip, insanoğlunu en ağır işkenceden geçirebilen yüzleridir.
Çocuklar yeryüzünün geleceği..bu dünyanın masumiyeti..kirlenmiş yeryüzünün tek temizlik emaresi.onlara karşı yapılan her türlü şiddeti kendi ruhumda hissederim.
Biliyorsunuz, yakın zamanda Pozantı cezaevinde olanları seyrettik televizyonlarda..Bir grup çocuğa karşı insanlık dışı muameleleri çarşaf çarşaf okuduk gazetelerde..İçeride dört duvar arasında gördükleri ve yaşadıklarını, içlerine zehir gibi akıtan çocuklar.
Çığlıkları ancak diğer koğuşa kadar gidebilen çocuklar.
Taş atan çocuklar,hırsız çocuklar,tinerci çocuklar,bilmem ne çocuklar..Suçları ve vasıfları ne olursa olsun, sıfatları hep “çocuk” olan çocuklar..
Baş harfleri isimlerinin yerini almış çocuklar..İsimleri “isimsiz” çocuklar yani..
Kimisi tecavüze uğruyor, kimisi basket potalarında asılıp, alınıyor boğuluncaya dek..Çığlıkları ancak tahliye olan bir arkadaşlarının şikayetiyle ortaya çıkıyor.Yoksa bu onursuzluk, bu insanlık dışı muamele sürüp gidecek karanlık dehlizlerde..Şu an yeryüzünün bilmem kaç yerinde, kaç şekilde sürdüğü gibi.
Okurken, insan yoruluyor,okurken, insanlık yoruluyor..
Kaldırmıyor yüreğim çocuklara yapılanları..Bir haber duysam çocuklar üzerine, kulaklarımı tıkamak,gözlerimi kapamak istiyorum.Devekuşu gibi kafamı kuma gömmek istiyorum.
Geçenlerde elime bir kitap geçti. “Şempanze çocuklar” kitabın ismi. Yazarı Riccon İlhan Doğan..Yazar; Uluslararası yardım kuruluşlarında görev alan bir aktivist..Özellikle,Kara Afrika’nın dramını yerinde görüp, yardım eli uzatmak isteyen kuruluşlarla çalışan bir gönüllü.
Kitabın konusu Afrika ve Afrika’da ki çocuklar..Yer: Afrika’nın Swaziland Krallığı..Swaziland,krallıkla yönetilen bir bölge.Elektriğin suyun olmadığı bir bölge..İnanılmaz derecede şiddetin boy gösterdiği bir yer.Özelliklede kadın ve çocuklara yapılan işkenceler had safhada.Yazar burada karşılaşıyor “Şempanze çocuklar”la..
Şempanze çocuklar; ensest (aile içi ilişki)den doğan çocuklar.Diğer isimleri “Günah Çocukları”.Bu ilişkiden doğan çocuklar,Tanrı tarafından yasaklanmış görüldüğünden, istenmeyen çocuklar olarak kabul edilip ormana atılıyor.Çocuklara ormanda, şempanzeler annelik yapıyor.Evet yanlış okumadınız.Şempanzeler annelik yapıyor bu çocuklara.Çocukları alıyor,kendi yavrularıymış gibi koruyorlar.emziriyorlar.
İşin en acı yanı;erkek maymunlar,yumuşak doku olduğu için bu çocukların,dillerini ve gözlerini yiyor.Bu yüzden şempanze çocukların geneli kör ve dilsiz oluyorlar.Dilleri yenmeyenlerde zaten konuşmayı bilmedikleri için şempanze gibi büyüyorlar.
Bir grup aktivist, düzenli ziyaretlerle bu çocukları ziyaret edip,yiyecek gibi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor.Ormanlık alan bu gibi çocukların cansız bedenleriyle dolu.
Okumaya dayanamıyorum,bırakıyorum kitabı bir tarafa.Kafamı yine kuma gömmek istiyorum.Duaya sığınıyorum. Allah’ım! kimsesizlerin sahibi sensin.Kimsesizlere sahip çıkan sensin.Biz insanlar merhameti kaybettik.Onlardan merhametini esirgeme.
Televizyonda haberleri izliyorum.Adana’nın Ceyhan ilçesinde 5 yaşındaki Aliş,gece saat 02’de evden kaçıp polise sığınıyor.Vücudu yanık kesik içinde.Evde abisi tarafından işkence edilmiş.Gözlerimi kapatıyorum.televizyonu kapatıyorum..Kulaklarımı kapatıyorum.Kafamı tekrar kuma gömmek istiyorum.Allah’ım merhamet..
Yemek yiyorum.Bir taraftan da gün içerisinde bakamadığım gazeteye göz gezdiriyorum.Gazetelerin 3. Sayfalarını okuma adetim yoktur.Ama göz,bedeni hizaya getiricesine bir habere kaçıyor zorla.Kocası aylardır işsiz olan bir anne, odunsuz kömürsüz evinde çocuklarını ısıtamayınca,bir 6 yaşında diğeri daha 7 aylık çocuklarını saç kurutma makinası ile ısıtmaya çalışıyor.Anne bir süredir çektiği ağır yüke daha fazla dayanamıyor.Saç kurutma makinasını açık bir şekilde, büyük oğlunun eline verip diğer odada canına kıyıyor.Gözlerimi çeviriyorum.lokma boğazıma oturuyor.Dünya balyoz gibi beynime oturuyor,kafamı kuma gömmek istiyorum tekrar.Allah’ım merhamet..
Bayburt’ta müftülük 15 yaşın altında 19 öksüz ve yetim çocuğa mektup göndererek isteklerini sormuş;
Çocukların cevaben yazdıkları mektuplarda yer alan bazı bölümler bazıları şöyle:
''Sevgili müftü amca, dünyayı bana verseler yine de babamı yanımda görmek, onunla bir şeyler yapabilmek isterdim. Babam sağ olsaydı ondan cep telefonu isterdim.''
''Babamı çok özledim. Çoğu gece rüyalarımda babama koşuyorum, başımı okşuyor, elimi tutuyor, beraber yürüyoruz rüyalarımda. Rahmetli babamdan bilgisayar almasını çok istiyordum. Bana bilgisayar almak babama nasip olmadı.. .''
''Ben babamı hiç tanımadım, şimdi ise 11 yaşımdayım. Onu anlatacak hiç bir anım yok ama olsun en azından annemden dinleyip tanıyorum onu. Beni hatırlayıp yanımda olmanız çok güzel..
'Öğrenciyim, babam hayatta olsaydı ondan derslerimde kullanmak amacıyla bir bilgisayar almasını isterdim'
Gözlerim doluyor.Allah’ım merhamet..
Sabah kalkar hayata yeniden başlarız.Kimimiz ekonomik ihtiraslar peşinde,kimimiz siyasi ikbal, kimimiz statü,kimimiz bilmem ne peşinde..Yüzlerce ihtiras var içimizde..
Maalesef çocukların ağıtlarının yankılandığı böyle bir dünyada var gözlerimizin önünde.Görmek istemesek de, duymak istemsek de,kafamızı kuma değil, denizlere gömsek de böyle bir dünya var.
İşkencede çocuklar var,
Ağır yükler altında ezilen çocuklar var,
Tecavüze uğrayan çocuklar var,
Başı, çocuklarımız gibi sabah akşam okşanmak isteyen yetim çocuklar var,
Aç çocuklar var,susuz çocuklar var,sütsüz çocuklar var.
Çocukların ağıtlarına Peygamberler gönderdi Yaradan. Diri diri gömülenlerin ağıtlarına yetişti son Peygamber.
Çocukların ağıtları dünyanın dört bir yanında yankılanıyor.
Çocuklar ağlıyor..
Çocuklar ağıt yakıyor..
Çocukların ağıdı,insanoğlunun geleceğinin vesikasıdır.
Vesikamız şimdiden elimize tutuşturulmuş,
Vay halimize..