Yerel seçimlerin 27 Ekim 2013 tarihine alınmasına ait anayasa değişikliği, TBMM genel kurulundan geçemedi.Böylece 30 Mart 2014’de yapılması planlanan yerel seçimler ya yeni bir düzenleme ile yine 2013 sonbaharında,ya da yine eski tarihi itibariyle 30 Mart 2014 de yapılacaktır.
Hangi tarih olursa olsun farketmez.yerel seçimlere 1 yıl gibi bir süre var diyelim.Fakat önümüzde çok önemli bir yasa tasarısı daha var.Büyükşehir Belediyeler yasa tasarısı..Tasarı aynen yasalaşırsa bir çok köklü değişikliği de beraberinde getirecektir.Yeni Büyükşehir yasa tasarısı bizi de yakından ilgilendiriyor.Zira bütün ilçeler ve köyler olarak büyükşehir sınırları içerisinde olacağız bundan böyle.İl özel idareleri kalkacak, yerine ”Yatırımları İzleme ve Koordinasyon birimi” adında yeni bir kurum oluşturulacak.İlçeler daha güçlenerek Büyükşehir Belediyesi ile birlikte İl Özel İdaresince yapılacak işleri üstlenerek, daha etkin bir hizmet sunacak.Gelirleri de eskiye oranla bir miktar artmış olacak.
Bütün ilçeler, Büyükşehir Belediye Meclisinde,komisyonlarda temsil edilir hale gelecek.
Nüfusu 2 Bin’in altında olan Belde Belediyeleri kapatılacak,köyler mahalle statüsüne getirilecek.
Erzurum Büyükşehir Belediye başkanlığı için tüm köylerle beraber oy kullanacağız artık.
Asıl önemlisi, mahalleye dönen bütün köyler, İlçe Belediye Başkanlığı içinde oy kullanacak bundan böyle.Bu da Hınıs’ın yerel seçimlerinde köklü bir değişiklik yaratacaktır.
Seçmenin demografik yapısı değişecek,aile,eş dost kavramı anlamını önemli ölçüde yitirecektir.Artık, Hınıs Belediye Başkanı olabilmek için merkezde ki bir oy ne ise, Çevirme’de ki,Molla Celil’de ki,Başköy’de ki oy da odur.
Hınıs merkez seçmenin sayısı tahminen 6 bin ise, köylerdeki semen sayısı yaklaşık 11-12 bin'dir.Bu da şunu gösteriyor; artık köylerin gösterdiği bir aday, rahatlıkla Hınıs Belediye Başkanı olabildiği gibi,merkezdeki aile eş dost kavramı da anlamını bir ölçüde yitirmiş oluyor.Alan genişlediği için aday gibi, partide artık önemli belirleyici rol taşıyor olacak yerel seçimlerde.
*
Evet, her ihtimalde yakında bir seçim var;
Bir yörenin kalkınmasında asıl pay sahibi belediyelerdir. Yatırım yapmak veya yapılmasını sağlamak,projeler üretmek,kentsel dönüşüm ve kentsel yenileme projeleri üretip hayata geçirmek,kültürel ve sosyal projeler üretip halka sunmak gibi örnekler bir belediyenin yapabileceği hizmetlerdir.
Yani bir şehrin mimarları,Belediye Başkanları’dır.
Bir başkan bir şehri “Marka Şehir”de yapabilir ,”Arka Şehir”de..Bir çok örneği mevcut bu şehirlerin.İstanbul’dan tutun Eskişehir’e, Kayseri’den tutun Konya’ya nice vasıflı Başkanlar, nice marka şehirler türettiler bir düşünün.
Hınıs’a gelecek olursak;
Yıllardır bir çok başkan Hınıs’a hizmet verdi.Herkes elinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştı.Herkesin günahı, sevabı kendi hanesine..İyi işler yapanlar hayırla yad edilir,yapmayanlar da zaten unutulmaya mahkum olacaklardır.
Şimdi zaman değişti.,İşler biraz farklı..
İletişim çağındayız.Haberleşme,haberdar olma çok ileri seviyede..
Her vatandaş artık belediye hizmetleri üzerinde bir denetmen, bir müfettiş görevi yapabilmektedir..
Anında bir olumsuzluk, tüm dünya ile paylaşılabiliyor.Dünyanın en ücra köşesinde yaşayan bir Hınıs’lı, bir tıkla Hınıs’ın tüm gelişmelerinden haberdar olabiliyor artık..
Ben seçimler için adayların isimleri üzerinde durmayacağım tabi.Herkesin aday olmaya hakkı var. Herkes bu demokratik hakkını kullanmakta özgürdür elbetteki..
Hatta aday patlaması yaşanacağını tahmin edenlerdenim.
Aday seçmek için ya da, müşterek bir adayda buluşmak üzere topluma seslenmekten ziyade,aday olacak dostlarıma,kardeşlerime,ağabeylerime yönelik bir kaç kelam etmek istiyorum.
Hınıs’ın şu anki durumunun çok parlak olmadığı ortada.Ama şartlarda ortada..
Belediye’nin hali pür melali ortada..
Basit bir muhasebe ile;
Bir Belediyenin gelir kalemleri bellidir;
Merkezi bütçeden ayrılan pay,
vergi,resim harçlar,(bizde kısmi)
Taşınmazlardan elde edilen gelirler, (bizde yok)
Girişim, iştirak benzeri faaliyetlerden gelirler.(bizde yok)
Bizim Belediyemizin (cüzi vergi gelirlerini saymazsak)Tek geliri, merkezi bütçeden ayrılan pay (şu anki yasa ile) iller bankasından gelen bütçe..(yeni yerel yönetimler yasasında belki bunu artık Büyükşehir Belediyesi yapacaktır.)
Gelen belli ,çıkan belli..
Gelen 150 Lira ise, o da personel maaş ve sabit giderleri karşılamakta..
Yatırım?
Ona para Hak getire..
İşte Belediye Başkanı’nnın misyonu,vizyonu,becerisi, yapabileceği, yapamayacağı, anyası,Konyası her ne derseniz deyin, burada başlıyor.
Ben,”Borcum yok” diye övünen Belediye Başkanlarını önemsemiyorum hiç..Hayatta en kolay iş o.Gelen parayı, personele dağıtırsın.hiç bir yatırım ve proje üretmessin olur biter.Al sana borcum yok!
Kuru övgü..
Ha, istisna yok mu?
Dolu..
Adamlar gerçekten öz kaynaklarıyla harikalar yaratmış,yatırımlarını yapmış,geri dönüşümlerini sağlamış ,sistemlerini kurmuşlardır.
Gerçekten de borçları yok
Böyleyse amenna..
Ama şu da unutulmamalı..Türkiye’de şu an, en beğenilen belediyeler içerisinde aynı zamanda en borçlu belediyelerde mevcuttur..Örneğin; benimde dahlinde yaşadığım Şişli Belediyesi başarılı ama, aynı zamanda en borçlu belediyelerden biridir.
kötü bir şeymi?
Hayır!..
Önemli olan, borcun geri dönüşümünü sağlayabilecek politikalar üretmenizdir.Ehil ve becerikli iseniz;abad edersiniz,değilseniz borç altında kalır,berbat edersiniz.
Kıymetli dostlar;hayat özkaynak bolluğuyla yatırım yapma şansını, kolay kolay kimselere bahşetmez.Bu iktisadın kendisine de aykırıdır.Kurallar bellidir. İktisat 1.sınıfta herkese ilk ders de bunu öğretirler.İktisat;kıt kaynakların verimli kullanılmasıdır..Zaten hünerde burdadır.
Bir yatırım yapacaksınız, ya özkaynağanıza başvuracaksınız ya da borçlanacaksınız.
İşte, aday olacak dostlarımız işe bunu bilerek talip olacaklardır.Biz de vatandaş olarak bunu sormaya hakkımız olacak.
Kardeşim makina bu,kumaş da bu..Bu kumaşdan “on kişiye” elbise çıkabilir.Ama bu kumaştan elbiseyi hakeden “yirmi kişi” var.Bu kumaştan diğer on kişininde hakkı olan elbiseyi üretmek senin görevlerin arasında. Gerisi senin bilgi,birikim,tecrübene kalmış.
Bu şehir çok çekti.Aileni mi kullanacaksın,partiyi mi kullanacaksın,toplumu mu kullanacaksın, her ne araç kulllanacaksan kullan,ama bu memlekete yazık etmemelisin..Bir beş yılını daha çalmamalısın bu şehrin..Bu misyon ve vizyona sahip değilsen, bu insanların hakkına hukukuna helal getirmemelisin..Kafanda, beyninde,ya da gerçekte üreteceğin bir projen yoksa, sırf gelen ödeneği personele maaş olarak dağıtmak için bu işe talip olmamalısın!.
Belediye Başkanlığı; mevki, makam yeri değildir.Gurur ve kibir merkezleri hiç değildir.Derdi "Hınıs" olan için, o koltukta bir ateş topunun döndüğü unutulmamalıdır.Bu ateş topunu ele almak cesaret ister.
Bir mühendisi dahi olmayan bir Belediye devir alınacağı unutulmamalıdır..İçinde yaşadığımız yüzyıl da yönetim işinin, bir organizasyon işi olduğu unutulmamalıdır.Organizasyonunda en azından (bağımlı yada bağımsız) bir kaç teknik uzman,bir mali uzman,bir yatırım danışmanı, bir hukuk danışmanı olmayan organizasyonların başarılı olma ihtimalinin olmadığı bilinmelidir.Bir İlçenin kaderi, bir Belediye Başkanı’nın fikirleri ve iki dudağı arasında olamaz.Bu yüzden, meclis üyelerinin de “kalifiye” insanlardan olması şarttır.Bu ekipler birbirini tamamlayıcı öğelerdir.
Bakınız; bir çok belediye uluslararası fon kaynaklarından harıl harıl yararlanırken,bir çok belediyeninde bunlardan haberi dahi olmuyor.Dış ticaret müsteşarlığı,Uluslar ve Uluslararası fon kaynaklarını ilgili olanların istifade etmesi için yayınlamaktadır.
TÜBİTAK,TEYDEB hakeza öyle.
Yine, DTP nezdinde yürütülen Avrupa Birliği Bölgesle Kalkınma Fonları,Tarım Bakanlığı nezdinde yürütülen Kırsal Kalkınma Fonları,UNDP, Uluslararası Kalkınma Programı nezdinde yürütülen proğramlar vb.gibi bir çok kuruluştan uzmanlar aracılığıyla projeler üretip fon ve kredilerden yararlınılabileceği unutulmamalıdır.
Ama çok sağlam proje olmadıktan sonra, nüfusu, 100 bin'in altında olan belediyelerin proje kredisi almasının da kolay olmadığı unutulmamalıdır.Yeni Büyükşehir yasası bu açıdan da fevkalede önemlidir.
İlçelerin kredilendiremeyeceği projeleri,ilçe adına Büyükşehir Belediyelerinin yapması ,uygulama da küçük ilçeler için bir şans olacaktır.
Yeni Büyükşehir yasası Mecliseden geçerse,Erzurum gibi Büyük Şehir Belediyelerini geçiş sürecinde bir takım sancılarda bekliyor olacaktır.Bu süreci atlatabilecek,Büyükşehir Beldiyesi ile koordineli çalışabilecek ehil ve akl-ı selim bir Belediye Başkanına ihtiyaç olunacağı unutulmamalıdır.
Bu yazdıklarım yerel yönetim deyince aklıma gelen şahsi fikirlerimdir.Kimseyi bir şeye icbar etmeye veya lafz-ı müşebbi olsun diye bir yazı yazmak değildir meramım.
Serzenişim,baba ocağımın hala tüttüğü,hemen her sene gelmeye çalıştığım çocukluğum,gençliğim,kalbimin sahibi olan memleketim içindir.
Hani bizim orda bir olayın sükunete ermesi için kullanılan bir laf vardır;bir olay karşısında “verin Allah’ın hatırına yapmayın!” derler.Bende aynı sözle aday dostlarıma,ağabeylerime sesleniyorum;
Eğer kendinizde bu potansiyeli görmüyorsanız, verin Allah’ın hatırına bu şehire yazık etmeyin.
Yalnızca makam ve mevki için istiyorsanız burayı, verin Allah’ın hatırına, bu işin tullebi olmayınız.
Bu millet için hizmet, artık hayal olmamalı.
Bu millete, alt yapısı ile,üst yapısı ile temiz ve marka bir şehir artık hayal olmamalı,
Bu şehre artık bacası tüten bir üretim merkezi çok görülmemeli,
Bu şehre kobi ölçeğinde onlarca işletme kazandırmak artık sıradan olmalı,zor olmamalı
Bu şehirde elli ,yüz aile reisine istihdam yaratmak için bir proje üretebilmek bir finans kaynağı bulabilmek artık güç olmamalı..
Bu şehir için kültürel ve sosyal etkinlik projeleri artık ulaşılmaz olmamalı.Bir lütuf olarak görülmemeli..
Hınıs’ın okuyanları,bürokratları,işadamları artık “Bizim Hınıs” diyebilmeli,bir şeyler yapılması için katkı vermeli,bu önemli insan kaynaklarını kurulacak (Akil adamlar mı dersiniz,Hınıs’a gönül verenler topluluğu mu dersiniz , ismine ne derseniz deyin) bir platformla fikirlerinden önerilerinden tecrübelerinden yararlanıp “Haydi artık Hınıs için bir şey yapmalı” dedirtmek artık zor olmamalı..
Gerekirse yatırım ve istihdam için kendisi elini taşın altına sokup (Belediyelerin şirket kurma işlemleri bakanlar kurulunun iznine tabi bildiğim kadarı ile.ama sermayesi ödenmiş, hibe yoluyla bir şirket devralınabilyor) gelir artırıcı faaliyetlerde bulunulması çok güç bir şey olmamalı,
Bütün bunlar için; akl-ı selim,eğitimli, kültürlü, dünyayı okuyabilecek,kendine özgüveni olan,”yumruğunu masaya vuran” değil ,”fikirlerini,projelerini masaya seren” , bizleri temsil ettiğinde başımızı dik tutacak,yaptığı hizmetlerle gönlümüzü feth edecek biri hayal olmamalı artık..
Değilde zaten..
Sizin gibi, ben de gönlümden geçenleri buraya sıralayabilirim.
Ama hayır!
Kendisi çıkmalı,kendisi sevdasını anlatmalı,kendisi projelerini anlatmalı..
Bu özellikteki insanlar,bizim itmemize gerek duymazlar zaten..
Onlar medeni cesaretlidirler..
Onlar, saklanmazlar..
Onlar, özgüvenlidirler.
Onlar anlatacak,biz akıl süzgecimizden geçirip peşlerinden gideceğiz.
Biz onları arkalarından itmeyeceğiz,onlar bizi peşinden sürükleyecektir.
Onlar, hangi aileye,hangi etnik kökene,hangi mezhebe bağlı olursa olsunlar,Onlar, hiç kimsenin “amcasının oğlu”, hiç kimsenin “dayısının oğlu” hiç kimsenin “teyzesinin oğlu” değillerdir,
Onlar, bu toprağın çocuklarıdır..Onların soyadları “Hınıs”dır.
Onlar, hak hukuk nedir, bilirler..
Onlar tüyü bitmemiş yetimin hakkı nedir, bilirler..
Onlar, adaletle hükmedileceğini yüreklerinde hissederler.
Onları, biz çıkarmayacağız,
Onları yürekleri,
Onları inançları,
Onları sorumlulukları çıkaracaktır..
Biz onların hepsini bilmesekte
Onların hepsi kendilerini bilirler..
Elbette ki çıkıp “Buradayız” diyeceklerdir.