Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mi?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…
(Ahmet ARİF)
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..Ne güzel bir dize değil mi?
Bahar gelmiş midir memleketime?.Bilmiyorum..Gelmiştir herhalde..Hamurpert’in ,Bingöl’ün ulu tepeleri gelinliğini çakardı mı üzerlerinden bilmiyorum..Sıyırmış mıdır acaba üzerinden bembeyaz elbisesini Kırmızı Dağ..Bilmiyorum..
Bildiğim o ki; kar sularının karışmasıyla azgın bir boğa gibi burnundan soluyan çayların akışının kulaklarımı hala tırmaladığıdır.Gece uyurken, Hınıs’ın sessizliğinde bir çağlayan şırıltısıyla kulaklarımda bıraktığı bir tatlı sestir bahar.
Eriyen kar sularının yollarda öbek öbek oluşturduğu birikintiler,yer yer çamurlu yollar,öğlen sıcağına yerdeki suların bir sigara içimliği gibi yükselttiği buhar dumanı.Gençlerin kol kola girip hastaneden bölge okuluna,bölge okulundan hastaneye gidip gelmeleri, hararetli hararetli “gençlik başımda duman” şarkısı misali yüreklerini birbirine fısıldamaları..Kış aylarında sıkı sıkıya kapatılan camların sonuna kadar açıldığı, bahar kokusunun ıtır ıtır evlere dolduğu bahardır bildiğim..
“Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin”
Gelmiştir herhalde..
Bahar aylarında yüreklerin kıpır kıpır estiği bu mevsimde, tek kasetçi dükkanı Ali Fuat Gültekin’in kasetçi dükkanıydı.Daha sonraları bir kaçı daha eklendi hatırladığım kadarıyla..Baharın gelişiyle sanatçılar sevda türkülerli yakarlardı bir bir..Kasetçi dükkanı, höparlörü dışarıya çıkarır, yeni sevda türkülerini ziyafet çektirirdi kulaklarına gençlerin..Zemheride kaset çıkarmazdı hiçbir sanatçı.Hem niye çıkarsın..Buz tutmuş kalpleri hangi şarkı çözebilirdi ki zaten.
O kasetçi dükkanları hala duruyor mu?..Bilmiyorum.
O sevda türküleri hala kasetlerden yayınlanıyor mu?..Bilmiyorum.
Zaman geçti,baharlar değişti.Memleketime “siyaset baharı” geldi.Kasetler değişti..Sesli kasetler tarih,görüntülü kasetler moda oldu.Ses kasetlerinin yürekteki bıraktığı duygu,görüntü kasetlerinin bıraktığı tahribatın altında kayboldu gitti.
Ses kasetleri zamana yenildi.Duygu yüreklere hapsoldu.
Zaman,teknolojiye yenildi.Bedenler de şehvete.
Memleketime bahar gelmiş,ülkeme siyaset..
Kaset savaşları ile,-ana avrat- küfürleri içinde bahara “Merhaba” dedi siyaset.Kimse dilini zapt etmekten imtina etmez..Dil, nereye kadar dönerse, oraya kadar yuvarlanıp gitmekte sözcükler..Erkekoğlu’nun kadınla, Siyasetcioğlu’nun da kasetlerle haşir neşirliği son gaz sürmekte..Yapana mı kızacaksın,yapılana mı? Teknolojiye mi kızacaksın, getirdiği namertliğe mi?
Bilmiyorum..
Bildiğim bir şey var,onu da yüksek sesle haykırıyorum..
Nerdesin ey ahlak!
Hadi artık! üç defa vurunca duvara, bekletme çık gel..
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin
Gelmiş midir, bilmiyorum…
Bildiğim bir başka şey daha var..
O da, bir türlü ısınmayan havalarla,ne bahar bahara benzemekte şimdilerde..Ne de, içinde ahlak barındırmayan siyaset siyasete..
***
Gecikmiş bir teşekkür..
Kendi siyaset baharımızda bizleri yalnız bırakmayan dostlarımıza, işlerimizin yoğunluğundan dolayı gecikmeli de olsa, bir teşekkürü borç biliyorum.
Aday Seçimi sürecinde, demokratik bir olgunluk içerisinde, kardeşçe ve dostça yarıştığımız hepsi birbirinde nitelikli tüm kardeş ve ağabeylerime,
Hep kendime yakın ve sıcak hissettiğim Hınıs’ımızın güzide sitelerine..Başta, hane halkı olarak bulunduğum “Hınıs kültür” sitesinin editörü, sevgili dostum Mahmut Abiş’e.. ”Hınıs’ın sesi” editörü, sayın Kadim Taşbilek Bey’e..”Hınıs haber” sitesi editörü, sayın Veysel Yenigül Bey’e..”Hınıs medya” sitesi editörü, sayın Erman Akyüz Bey’e teşekkürlerimi bir borç biliyorum.İyi ki varsınız..İyi ki yayındasınız.
Ülkemizin her tarafından, gerek yüz yüze,gerekse telefonda iyi niyet, temenni ve dileklerini ileten yüzlerce hemşehri,arkadaş,dost ve ağabeylerime..
Bizden teveccühlerini esirgemeyen Hınıs halkına,ve kadim dostlarıma,
Ankara’da hep yanımızda olan,sevgisini hep yüreğimde hissettiğim,kıymetli insan Birol Atmaca ağabeyim’e,
Erzurum’da bizi yalnız bırakmayan,isimlerini bir bir sıralayamayacağım bir çok abi,kardeş ve dostlarıma,
Mehmet Özgül abim,Abdulvahap Ceyhan,İrfan Atalay kardeşime,
Bize yüreklerini ve evlerini sonuna kadar açan,güzel dost Abdurrahman Mertyürek, ve güzel insan Taner Bayır Ağabey’ime sonsuz kere sonsuz teşekkür ederim.
Hep var olun..