Vatandaşlarımız memleketlerine neden yatırım yapmıyorlar?
İnsanlar yaşam alanlarında biraz daha huzur istiyorlar, sakin ve sorunsuz bir hayat istiyorlar. Böylesi bir yaşamı isteyen insanlar, yaşamış olduğu yörede aradığı sakin ve huzuru bulamıyorsa başka memleketlerde aradığı ortamı bulmak zorunda kalıyorlar.
- İşsizlik,
- Ahlak,
- Hak, hukuk ve Adalet yoksa,
- Değer ölçüsü yoksa……
Bunlara benzer bir çok şeyleri sıralayabiliriz.
Göç eden insanlarımız en çok bu ve buna benzer sebeplerden ötürü yaşam alanını terkederek başka bölgelere göç etmek zorunda kalıyor, yada zorunda bıraktırılıyor.
Göç eden insanlar arasında bir anket yaparsak yukarıda saydığım sebepler en ön sırada tutulacağına eminim.
Güçlü olanlar, güçsüz olanları mankurtlaştırmak ve onlara kendi istekleri doğrultusunda bir yaşam sunmak isterler. Güçlü olanlar için bu bir yaşam biçimidir. Çıkarlar, Menfaatler herşeyden üstün tutulur.
Adaletin sağlanmadığı bir yörede, güzel Ahlaktan bahsetmek biraz zor olur.
Güzel Ahlak, Adalet, din kavramı ve dürüst bir yaşam biçimi, (içinde zulmün olmadığı bir yaşam biçimi) ile biribirini zincirleme tamamlayan hasletlerdir. Bu hasletleri her birey, kendi özüne enjekte etmek zorundadır.
Temiz bir yaşam bunu gerektirir.
Temiz bir yaşam, Temiz bir toplum, Temiz bir gelecek ve yükseklere başkalarını basamak olarak kullanmadan yükselmek. Öncelikle güzel hasletlere sahip olmakla olur.
Hak, Hukuk meselesi çok önemlidir.
Birileri çalışır didinir, başka birileri çalışanın emeğini elinden alır.
Sizce bu ne kadar doğrudur?
Emek sarfederek, kendi çoluk çocuğunun rızkını, geleceğini kazanan insanlar için her zaman duacıyım. Kimsenin malında mülkünde gözü olmayan, kimsenin kazancında gözü olmayan bu insanlar, toplumun en sağlam, en gözde, en dürüst insanlarıdır. Kimseye haksızlık etmezler, kimsenin kazancına karışmazlar. Sadece kendi yağlarında kavrularak yaşamlarına devam ederler.
Ama….
Emekçi insanların hakkına saygı göstermeyip, onların emeğini çalan kişiler… Hiç bir zaman dürüst olamazlar, hiç bir zaman hak ve hukuku gözetemezler. Onlar için sadece ne kopardıysam kardır düşüncesi vardır. Aynı zamanda kendilerini sömürü yaptıkları kişiler üzerinde mutevelli olarak görürler.
Hülasa bir yörenin gelişmesi için, yöre insanının eğitime ve Genel Ahlak kurallarına büyük önem vermesi gerekmektedir. Temiz bir toplum, temiz bir gelecek, temiz çalışmak, temiz üretici olmak zorundayız. Birinin başarısını ötekisi yok etmemeli, birinin emeklerini ötekisi sahiplenmemelidir. Adını her ne koyarsak koyalım önemli değildir ama haklı olarak, hakkı gözeterek, hak yolundan ayrılmamak en doğrusudur.
Kısacası herkes evinin önünü süpürürse, her yer pırıl pırıl olur. Çünkü küçük mücadeleler büyük kazanımlara vesile olur. Memleketimizin her yanı zengin kaynaklarla doludur, biraz araştırıcı olabilirsek bu kaynakları bulmak hiçte zor olmamalıdır.