İnsanlığın var olduğu ilk günden itibaren, insan yaşamı için gerekli kurallar, kaideler, yasalar, iyi, kötü, doğru, yanlış, Ahlak ve birçok şeyler, beraberinde insan yaşamına yön verilmesi için sunulmuştur.
Buna mukabilen kaliteli yaşam için, insanlığın huzuru için, uyulması gereken bu kural, kaide ve ölçüleri yaşama alanımıza ve gelecek nesillere noksansız bir şekilde aktarmak zorundayız.
Kaliteli yaşamak için olmazsa olmaz ,, AHLAK ,, ölçüsü olmak zorunda. Ahlak ölçüsü bir terazinin kefeleri gibidir. Bir kefe öteki kefeye göre ağır olursa, Ahlak dengesi bozulur.
Güzel bir Ahlak, içerisinde bütün iyilikleri, güzellikleri, Adaleti, doğruyu, hakikatı, aklımıza gelecek tüm güzellikleri bünyesinde barındırır.
Güzel Ahlaklı bir hakim, Adaletli davranarak yasalar gereği doğru Adaleti sağlamak zorundadır.
Yoksa Güzel Ahlak olmaz.
Anne, Babalar tüm Aile bireylerine, kendi sorumluluk alanı içerisinde olan çocuklarını, geleceğe hazırlarken, onlara her türlü imkanları eşit şekilde ayrım yapmadan sağlamalı. Yoksa Aile içerisinde huzursuzluk başlar ve Güzel Ahlak olmaz.
Öğretmen, Asker, Polis, Amir, Müdür… kısacası yönetici statüsünde olan herkes, kendi idare alanlarında, ölçülü olmak, kural ve kaideler doğrultusunda idareyi sağlamalıdır.
Yoksa Güzel Ahlak olmaz.
İnsan yaşamında, Madde ve Maneviyat önemli derecede rol oynar. Madde ve Maneviyatı ölçülü bir şekilde yaşantımıza indirgemeliyiz. Madde Dünya için geçim kaynağı, Maneviyat ise inançlarımızı bağlar.
Peki Madde ile Maneviyatı bir arada tutarak, Dünya yaşamında, aklımıza gelebilecek her türlü değer ölçülerini eşit şekilde sağlayabilir miyiz?
Bana göre, ölçüyü aşmadan, dengeleri bozmadan, Madde ile Dünya yaşantısını, Maneviyat ile inançlarımızı doğru bir şekilde sağlayabiliriz. Buna münhasıran maddi değerlerimizi manevi değerlerimizden üstün tutarsak, terazinin bir kefesi ağır basar, buna binaen ölçüsü bozulmuş, maddi ve manevi bir kopukluk sağlamış oluruz.
Maneviyatı kirlenmiş bir toplum, bir aile, kişi veya kişiler, kendilerine ve çevresindeki insanlara büyük zararlar yaşatarak, huzursuzluğun, düzensizliğin ve Adaletsizliğin çemberinde bir yaşam alanı kurmak bir kazanım değildir.
Kul hakkı, Allah hakkı, insan ve hayvan hakkı, çevre hakkı gibi v.b birçok olumsuzluklarıda yaşam alanımıza katmış olurlar.
Temiz bir toplum için, Kaliteli bir yaşam için, Maddi ve Manevi değerlerimizi ölçü dışına taşırmadan, dengeleri bozmadan, Güzel Ahlak çerçevesinde sağlamak zorundayız.
Yaşama hakkı, her canlıya yüce yaratıcı tarafından bir hediye olarak verilmiştir. Buna mütevellit, bizlere bahşedilen yasa ve kurallara uymak bizlerin en asli görevidir. Bu yasalar yüce yaratıcı tarafından bizlere adeta altın tepsi içerisinde sunulmuştur.
Bütün bu yasalar, kaideler, kurallar, Adalet, hak, hukuk… Bütünüyle ,,GÜZEL AHLAK,, ölçüsüyle dengelenmiştir. Ben insanım diyen herkes, her fert Güzel Ahlak ile donanmak zorundadır.
Aksi takdirde Maneviyatı kirlenmiş bir toplum olarak, her türlü şeytani mel‘anetin çemberinde yolumuza devam etmek mecburiyetinden kurtulamayız.
Saygılarımla.