Çoğu zaman şikayetleniriz,
Neden Gurbetçiler, memleketlerine yatırım yapmıyorlar?
Neden hep başka başka şehirlere imkanlarını harcıyorlar?
Buna benzer birçok sorular genelde soruldu, irdelendi, eleştirildi.
Birinci nesil dediğimiz yani atmışlı yıllarda, Almanya’nın muhtelif yerlerine Türkiye’den gelen, vatandaşlarımız her türlü zor işlerde ve hatta en berbat işlerde çalıştırıldı.
Almanca dilini bilmedikleri için hep işaretlerle anlaşabildiler bir zaman. Taki yavaş yavaş Almanca dilini öğreninceye kadar. Her türlü alışverişlerini o zamanın şartları altında, o zamanın durumuna göre yapmak zorunda idiler. Öyle şimdiki gibi, Türk marketleri olmadığı için, ne ararsan bulursun, ne istersen alabilirsin kolaylığı yoktu. Netice bir zaman burada bu sıkıntıları yaşayarak, bir miktar para kazanıp memleketlerine geri dönmekti amaçları.
Bugün giderim, yarın giderim, bir zaman sonra giderim, falancaya şunu alayım, filancaya şunu alayım, şunuda alayım yada birkaç koyun parası daha kazanıp gideyim düşüncesiyle, yıllar yılı kovaladı durdu.
Neticede Türkyeye geri dönmek için gelen insanlarımızın çoğu hala burda, tabi hayatta kalanlar. Zaten birçoğu vefat ettiği için zorunlu dönüş yaptılar Türkiyeye….
Birinci nesil vatandaşlarımızın hepside, vatan özlemini, ana baba özlemini, kardeş özlemini, akraba özlemini v.s v.s adeta yüreklerinde bir sevgiliyi koymuş gibi idiler.
İkinci nesil, üçüncü nesil derken şimdilerde yavaş yavaş yerini dördüncü nesile bırakıyor. Yani dördüncü nesil, öyle birinci nesil gibi yada ikinci, üçüncü nesil gibi ezilmiyorlar, her türlü hak ve imkanlara sahiptirler. En yüksek üniversitelerde okuyan gençlerimiz, Hakim olmuş, Doktor olmuş, Polis olmuş kısacası her alanda kendilerini sağlam adımlarla her türlü mevki ve makama gelmiş vatandaşlarımız vardır.
Asıl konuya gelelim….
Vatandaşlarımız neden memleketlerine yatırım yapmıyorlar, başka başka şehirlere tüm imkanlarını harcıyorlar?
Üzülerek söylemek zorundayım. Gurbetçilere hep kendi yakınları tarafından birer para makinası gözüyle bakıldı. Baba para istedi gönderdiler, kardeş istedi gönderdiler, hısım akraba istedi gönderdiler. Yıllarca gönderdiler gönderdiler ve yine gönderdiler. Buna rağmen kimseyi memnun edemediler. Küskünlükler hep oldu, olmayada devam edecektir.
Gurbetçim, memleketine ev yaptı, memleketteki yakınları evine el koydular,
Gurbetçim, memleketinde arsa aldı, memleketteki yakınları arsasını elinden aldılar,
Gurbetçim, memleketinde ne yaptıysa çoğu zaman imkanlarını bir şekilde elinden aldılar.
Buna benzer daha çok şeyleri burada sıralayabilirim.
Her neyse….
Neticede, Gurbetçiler zamanla şunu anladılar, biz memlekette ne yaptıysak elimizden alındı. Bundan sonra memlekete yatırım yapmak yerine, yakınlarından uzak bölgelerde yatırımlarını yapmak zorunda kaldılar.
Yazının devamını bir dahaki paylaşımda….