Başbakan RTE 23 Şubat 2013 Salı günü AKAPE Parti Grubu toplantısında 1930’lu yıllarda Atatürk’ün öncülüğünde geliştirilen Türk Tarih Tezi’ni eleştirerek kafatası resimlerini gösterdi ve “kafataslarının üstünlüğüne dayanan ırkçılığı vicdani ve insani bulmayarak reddettiklerini” belirtti. Başbakan RTE’nin bu ancak işin aslına değil lafzına bakanları kandırabileceği eleştirisine cevap vermeden önce bazı kavramların açıklığa kavuşturulmasını gerekli görüyoruz. Antropoloji, etnoloji, etnografya nedir?
Antropoloji; insan bilimidir. Antropologlar tüm toplumları, kültürleri, insan kalıntılarını ve fiziksel, biyolojik yapılarını inceler. İnsanın iskelet, kafatası gibi fiziki yapısını araştıran antropoloji, insanlık tarihinin en eski dönemlerinin aydınlatılmasına yardımcı olur. Eric Wolf antropolojiyi “beşerî (insanî) bilimlerin en bilimseli, ve bilimlerin en insanîsi” olarak tanımlamıştır. Çağdaş antropologlar bazı ünlü düşünürleri önderleri olarak ileri sürmüşlerdir ve disiplinin çeşitli kaynakları ortaya atılmıştır; örneğin Claude Lévi-Strauss, Montaigne ve Rousseau’nun önemli etkenlerden olduğunu iddia etmiştir. Antropoloji, Avrupalıların sistematik bir şekilde insan davranışını incelemeye teşebbüs ettikleri Aydınlanma Çağı’nın bir sonucu ve uzantısı olarak da anlaşılabilir.
Budunbilim, (etnoloji Yunanca'da ethnos insanlar, millet, ırk anlamına gelir) insanların etnik gruplara ayrılışını, bu grupların kökenini, oluşumunu, yeryüzüne yayılışını, aralarındaki bağıntıları ve bunların töre, dil ve kültür niteliklerini, genel yasalar çıkarmak amacıyla inceleyip karşılaştıran, geçmişte yaşamış ve halen yaşamakta olan değişik kültürleri karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim dalına verilen isimdir.
Etnografya (budun betimi, kavmiyat), kavimleri karşılaştırarak inceleyen, kültür oluşumlarını araştıran ırk bilimidir. Yunanca ethnos ile graphein kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Etnografya Terim olarak insan topluluklarının çeşitli zaman ve yerlerde tabiata hakim olmak, sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için sarfettiklcri gayretlerin sonucunda ortaya çıkan maddi ve manevi kültürlerin tasviri analizlerini yapan bilim dalının adıdır. Terim olarak 19. asır başında ortaya çıktı. Önce insan topluluklarının dillerinin bilgisi yerine kullanıldı. 1910’dan sonra maddi kült ürün bütün sahalarına yayıldı. Türkçede etnoğrafyanın, karşılığı olarak ilm-i akvam, kavmiyet, akvamiyyet, tasvir-i akvam tabirleri kullanılmıştır. Etnoğrafya, insan topluluklarının meydana getirdiği maddi kültürlerini tasvir eder. Giyim, süs eşyası, ev aletleri, avcılık, yapı maddeleri, tarım aletleri, halk sanatlarına aid aletler, bir yayık veya beşiğin yapılışı etnoğrafyanın içine girer.
Türklerde etnoğrafik araştırmalar Meşrutiyet devrinden sonra başlamıştır.1912'de Satı Bey, Mekteb-i Mülkiyede müstakil ders olarak okutmuş, ders notlarını da etnoğrafya ilm-i Akvam ismiyle kitap halinde yayımlamıştır.
Görüldüğü gibi antropoloji de, etnoloji ya da etnografya olarak adlandırılan kavram da birer bilim dalıdır. Öyle önemli bilim dallarıdır ki tarih dediğimiz sosyal disipline yardımcı bilim dalları arasında yer alırlar. Tarihe yardımcı 14 civarında bilim dalı vardır. Bunlar:
1) Filoloji: Dil Bilimidir. Toplumların dillerini inceler.
2) Coğrafya: Coğrafi bölgelerin özelliği ve iklimi tarihi olayların değerlendiririr.
3) Kronoloji: Takvim bilimidir. Tarihi olayların oluş sırasını verir.
4) Paleografya: Toplumların eskiden kullandıkları yazıları inceler.
5) Antropoloji: İnsan ırklarını inceleyerek sınıflandıran bilim dalıdır.
6) Diplomatik: Fermanlar, beratlar ve dönemin yazışmalarını inceler.
7) Etnografya: Toplumların öz kültürlerini inceleyen bilim dalıdır.
8) Arkeoloji: Kazı bilimidir. Tarih öncesi dönemlerin aydınlatılmasında yararlanılmaktadır.
9) Sosyoloji: Toplum bilimidir. Tarihi olayları sosyoloji konularını hesaba katarak inceler.
10) Kimya: C14 metodunu kullanarak eski kullanılmış araç ve gereçlerin yaşları hakkında bilgi verir.
11) Nümizmatik: Eski paraları inceleyerek, toplumların ekonomik yapısı hakkında bilgi verir.
12) Epigrafi: Kitabeleri inceler. Örneğin: Göktürk ve Kültepe yazıtlarıdır.
13) Toponomi: Yer adlarını inceleyerek tarihe yardımcı olur.
14) Heraldik: Mühür bilimidir. Eski mühürleri inceler.
Tarihe yardımcı bilimlerin sayısı arttırılabilir. Bunlar arasına gen bilimini de ekleyebiliriz. Günümüzde insanların, toplumların DNA’ları örnek olarak toplanıp gen haritaları çıkartılmaktadır. Bu haritalar aracılığıyla kavimlerin tarihte izledikleri göç yolları yeniden çizilmektedir.( http://www.seyfullahdemir.com/secme-yazilar/gen-haritasindan-goc-yollari-haritasina/) İnsan geniyle uğraşmak başkadır, doğuştan genetik özelliklere göre insanlara üstünlük ya da alçaklık atfetmek başkadır. Kaldı ki 21. Yüzyıl’da pek çok fiziksel özelliğin, hatta hastalıkların gen yoluyla geçtiği, genlerin değiştirilmesiyle bu hastalıklarla mücadele edilebildiği de bir vakıadır. Ne varki uygar dünyada kimse genetik çalışmalar bugğünün Türkiye’sinde başbakanları yaptıkları gibi “vicdansızlık ve insafsızlık” olarak nitelendirmiyor!!!
Burada can alıcı nokta şudur: İnsanların kemiklerini, kanlarını, genlerini ve kafataslarını bilimsel metotlarla incelemek ayrı şeydir, bu incelemelerin sonuçlarına dayanarak üstünlük ya da alçaklık iddia etmek ayrı şeydir. 1930’lar Türkiye’sinde olan şey birinci şeydir. Dönem 1930’ların dünyasının dönemidir. Sadece Almanya ve İtalya’da değil ABD’den İsveç’e, İngiltere’den Japonya’ya kadar biyolojik ırkçılığın ırk üstünlüğünün dayanağı olarak kullanıldığı bir dönem yaşanmaktadır. Anadolu’da Türklerin ırksal olarak var olmadıkları, Türklerin geri bir millet olduğu tezlerine karşı Atatürk “savunma refleksiyle”, Prof.Dr. Afet İnan’ın da talebi doğrultusunda Anadolu ve Trakya’da antropolojik araştırmalar yaptırmıştır. “Arkeolojiyi ve antrpoloji o dönemde yol ayırımında değildi, içli dışlıydı. Bu sebeble Hitit uygarlığı kazıları başladığında aynı dönemde dünyaca ünlü
Yazarın Diğer Yazıları
- CUMHURİYETLE NEREDEN NEREYE? - 29 Ekim 2015
- MÜLTECİLERİN DURUMU - 18 Eylül 2015
- NASIL BİR KOALİSYON? - 05 Ağustos 2015
- 100 YIL ÖNCE BU-GÜN-DÜ - 19 Mart 2015
- 2014 YEREL SEÇİM TAHLİLİ - 12 Nisan 2014
- SEÇİMLER VE VATANA İHANET - 29 Mart 2014
- RÜZGARA GEM VURULMAZ ! - 25 Mart 2014
- 18 MART NEDİR? - 18 Mart 2014
- KURUMSALLAŞMA, GELENEKLER VE SEMT ADI OLMAYAN VEFA - 02 Ekim 2013
- EY OLİMPİYAT RUHU! GELDİYSEN ÜÇ KERE MASAYA VUR! - 20 Eylül 2013
- Minyeli Tayyip - 23 Ağustos 2013
- MUHALEFET ENERJİSİ VE DÜDÜKLÜ TENCERE - 12 Haziran 2013
- MİLLİ İÇKİMİZ RAKIDIR, ÖZEL HAYATIMIZ KUTSALDIR - 25 Mayıs 2013
- ASLINDA 23 NİSAN'DA NE OLDU? - 3 - 15 Mayıs 2013
- ASLINDA 23 NİSAN'DA NE OLDU? - 2 - 03 Mayıs 2013
- ASLINDA 23 NİSAN'DA NE OLDU? - 1 - 25 Nisan 2013
- SİYASAL ÜMMETÇİLİK ARACI OLARAK KEVSER SURESİ - 17 Nisan 2013
- BÖLÜCÜLÜK NEDİR? NE DEĞİLDİR? - 10 Nisan 2013
- AÇILIM BAŞARILI OLURSA MHP KAPANIR (MI?) - 02 Nisan 2013
- KIRILAN GURURUN ONARILDIĞI YER: ÇANAKKALE - 3 - 28 Mart 2013