Milletleri, bu arada tabii ki Türk Milleti’ni birbirine bağlayan önemli bağlar vardır. Bunlar kısaca dil birliği, toprak birliği, ırk (soy) birliği, din birliği, ortak tarih birliği, kültür birliği, ortak yaşama iradesi birliği şeklinde sıralanabilir. Bu bağların her biri çok önemli olmakla beraber hiçbiri tek başına bir milleti, halkı bir arada tutmak için yetmez. Bu bağların niceliği (sayısı) ve niteliği (kalitesi) arttıkça halklar, milletler ve insanlar bir arada daha sağlam yaşarlar, aralarındaki bağlar daha güçlenir. Bütün bu bağların içinde önem sıralarına göre sıralama yapmamız gerekirse
1. Kültür Birliği,
2. Ortak Tarih Birliği,
3. Ortak Yaşama İradesi sıralanabilir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu olan ve devletimizin kurucu felsefesini inşa eden Mustafa Kemal Atatürk’e göre de bu böyledir. Türk Milleti’nin ezici çoğunluğu da – anlamlarını bilseler de, bilmeseler de -bu saydığım hususlar üzerinde mutabıktır.
Bugün Birleşmiş Milletlere kayıtlı 192 tane devlet var (Kosova ve Karadağ dahil mi, değil mi bilmiyorum). Bu devletlerden 6 tanesi ÖZ BE ÖZ TÜRK DEVLETİDİR. Bunlar:
1) Türkiye,
2) Azerbaycan,
3) Türkmenistan,
4) Özbekistan,
5) Kazakistan,
6) Kırgızistan devletleridir.
Ayrıca BM’ye üye olmayan ama Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de (KKTC) Türk Devleti’dir. Bu devletlerin yöneticilerinin tamamı, halklarının ezici çoğunluğu kendilerini TÜRK OLARAK TANIMLAMAKTADIRLAR. Türkiye’de yaşayan Türk vatandaşlarının, bu devletlerin ve devletlerin halklarının tamamıyla yukarıda sayılanlar cinsinden önemli bağları vardır. Bu devletler içinde Azerbaycan Devleti, halklar arasında da Azerbaycan Halkı var olduğuna göre AZERBAYCAN DEVLETİ VE HALKI BİZİM KARDEŞİMİZDİR. Hükümetler ayrı, devletler ve milletler ayrıdır. Şahsen kendimi KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a ve Annan Planı’na evet diyen KKTC’lilere ve Komünist Azeri Ayaz Muttalibov’a yakın görmem mümkün değildir ama kendisini Türk Kültür Dairesi’ne ait gören herkes benim ve Türküm demekten gocunmayan insanların kardeşidir. Bazı gayri milli çevreler Azerbaycan’ın KKTC’yi tanımadığı ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ni Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıdığı için bize Yunanistan’la aynı mesafede olduğunu iddia etmekte ve kardeşliğin bir masal olduğunu söylemektedirler. ESAS MASAL AZERİLERLE ERMENİLERİN VE YUNANLILARIN BİZE EŞİT MESAFEDE OLDUĞU İFADESİDİR.
Kıbrıs konusunda Azerbaycan, KKTC’yi tanımamakta % 100 haklıdır. Niye mi? Karabağ meselesinin iç yüzünü bilenler neden olduğunu çok iyi anlarlar. Dağlık Karabağ’ı işgal eden Ermeniler, bu bölgeyi doğrudan Ermenistan’a bağlamamışlar, ORADA KENDİLERİ BAĞIMSIZ BİR ERMENİ DEVLETİ KURDUKLARINI İLAN ETMİŞLERDİR. Yani Karabağ’da bugün – aynı KKTC gibi – de facto (resmen değil ama fiilen) ikinci bir Ermeni devleti kurulmuştur. AZERBAYCAN, KKTC’Yİ RESMEN TANIDIĞI GÜN BAŞTA RUSYA OLMAK ÜZERE DİĞER DEVLETLER YUKARI KARABAĞ’DAKİ ERMENİ DEVLETİ’Nİ TANIRLAR. Bu da Karabağ’ın ilelebet Azerbaycan’dan kopması anlamına gelir. Kaldı ki Azerbaycan Devleti KKTC’yi KIBRIS TÜRK DEVLETİ olarak tanımıştır. Bakü’den KKTC’ye direk uçak seferleri yapılmaktadır. Bu bağlamda 24 Mart 2007 günü yapılan ve Türkiye’nin deplasmanda 4 -1 kazandığı maçta tribünlerde Yunan Bayrakları’nın yanında Güney Kıbrıs bayrağını açanları anlayışla karşılayan zihniyetin Bursa’da Azerbaycan Bayrakları’nın stada sokulmasının engellenmesine ses çıkarmamaları çifte standartçı zihniyetin bir göstergesidir.
Vakti zamanında Türk Milleti’nin varlığına kastedenleri, aynı dili konuşup aynı kültürü paylaştığımız Azeri Türkleri ile aynı kefeye koymak hakikaten çok ilginç bir düşünce tarzı. 1933’te SSCB’nin bir gün yıkılacağını ve Türk Devletlerinin bağımsızlığını gören Gazi Mustafa Kemal Atatürk’te zannedersem böyle düşünürdü. Bugün Doğu Anadolu’nun (Özellikle Kars ve Iğdır’ın) nüfusunun önemli bir bölümü Azeri Türküdür. Bugün söylediğimiz şarkıların ve marşların bazıları da Azeri bestekarlar tarafından bestelenmiştir. Ayrıca olaya sadece menfaat açısından baksak bile 8 milyonluk nüfusu ve Hazar Denizi’ne var olan kıyılarıyla, dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz yataklarından birine sahip olan Azerbaycan’a Türkiye’nin, denize çıkışı olmayan, bize tarihi kin besleyen, 2 buçuk milyonluk nüfusa sahip Ermenistan’dan daha yakın olması gerekir. Bu bağlamda hükümetin Ermeni açılımı kelimenin tam anlamıyla fiyaskodur. O SINIR KARABAĞ SORUNU ÇÖZÜLMEDEN AÇILIRSA TÜRKİYE GELECEĞİNDEN ÇOK ŞEY KAYBEDER. HEM MADDEN, HEM DE MANEN. Selam ve saygılarımla...Servan Öncel