İngiltere’nin
2. Dünya Savaşı sırasındaki efsanevi başbakanı Winston Churchill demokrasi için şöyle bir değerlendirmede
bulunmuştu:
“Demokrasi berbat bir rejimdir ama rejimler içinde en az berbat olanıdır”. Yeryüzünde
insanlığın varoluşundan bu yana yönetmek ve yönetilmek daima sorun olmuştur ve insanları
yönetme iddiasındaki hiçbir rejim insanları tam anlamıyla mutlu ve tatmin
edememiştir. Zaten hiçbir rejim, hiçbir fikir ve hiçbir insan bütün insanları,
herkesi ve her kesimi %100 tatmin edemez. Hayatta herkesle barışık olan insan
başarısız insandır. Çünkü suya sabuna, etliye sütlüye dokunmamış, herkese ve
herkesime gülücükler dağıtarak eyyamcılık yapmış, günü kurtarmıştır. Gerçek
anlamda başarılı olan kişi ya da rejime mutlaka insanların, toplumların bir
bölümü tepki duyar. Bu tepki yüksek sesle de dile getirilir. Gerçek başarılı
rejim ya da insan o tepkilere rağmen doğru bildiği yolda giden ve doğru
bildiklerini gerçekleştirendir.
İnsanlara
faydalı olacak fikirler, rejimler insanların büyük çoğunluğunun ihtiyaçlarını
gerçek anlamda karşılayan, onları medeni, çağdaş ve içinde yaşanılan zaman ve
mekanın ruhuna yaraşır şekilde yaşatmaya çalışan, bu konuda insanları ikna
etmeye çalışan fikir ve rejimlerdir. Böyle
olmakla birlikte çağdaş demokrasilerde şiddeti içermemek ve desteklememek
kaydıyla her fikre yer vardır. Her fikir kendini ifade edebilme, kendine
taraftar arama, kendisini savunanlarca örgütlü bir biçimde çoğunluğu elde etme
fırsatı arama hürriyetine sahiptir. Mutlaka her fikri herkes beğenmek durumunda
değildir. Beğenilmeyen fikir eleştirilir. Eleştiri
sırf eleştiri olsun diye yapılmaz. Ajitasyon (kışkırtma), tahrik, küfür,
hakaret, aşağılama amacıyla hiç yapılamaz. Demokrasilerde karşınızdakini
aşağılama, tahrik etme, yerme lüksü olamaz. Ne varki demokratik
olgunluğa erişememiş, demokrasiyi sadece kendinden olanı yüceltme diğerlerini
ise yerin dibine sokma olarak gören, 4 – 5 yılda bir sandığa gidip oy atmayı
demokrasi zanneden, cemaat kültürüne sahip toplumlarda bahsetmiş olduğumuz
tahkirin, hakaretin alȃsı görülür. İnsanlar farklı fikirlerin tartışması sonucu
ortaya çıkacak kıvılcımlardan faydalanıp ufuklarını genişletmek yerine tribün
amigoluğuna soyunup beğenmediği kişiyi ne dediğine bakmadan aşağılarlar.
Öyleki, o beğenmedikleri şahıs “Allah bir” dese “inanarak söylemiyorsun” diyerek
kendisini aşağılamaya devam ederler.
Türk
toplumunda ve Türkiye’nin bir parçası olan Hınıs’ta da durum ne yazık ki farklı
değil. Bir eğitimci olarak hınıskültür sitesinde doğru bildiklerimi
okuyucularla paylaşmaya ve onlarla medeni ölçülerde görüş alışverişinden
bulunmaya özen gösterdim. Farklı fikirlere sahip olan insanları kırmamaya özen
göstererek onlara doğru bildiklerimi aktarmaya gayret ettim. Ne varki sitede
ilk yazılarımı yazmaya başladığım 2008 sonu, 2009 başından itibaren sürekli
belli bir kesim, neyi ne niyetli yazarsam yazayım bana saldırmaya devam etti.
Yorum başlığı altında demediklerini bırakmadılar. Seviyeli tartışma başkadır, polemik başkadır. Polemik
aslında edebi bir sanattır. Yapmayı hiç sevmesem de zorunlu kaldığım için bu
sitede bunu yapmaya mecbur kaldığım çok oldu. Özellikle son birkaç yazımda ve
bazı yazar arkadaşlarımızın yazılarına yaptığım yorumlara cevap olarak yazılan
yorumlarda şahsıma karşı yapılan eleştiriler hakaret boyutlarına vardı. En masum
yazılarımda bile şahsımı tahkir eden ve aşağılayan yorumlara yer verildi. Amaç
aslında belliydi: Beni bu sitede
yazma hürriyetinden mahrum bırakmak. Bu durumu site editörü
arkadaşlarımızla da tartıştım. Kendileri bu sitede yazar olarak bulunmama taraf
olduklarını bildirdiler. Haftada en az bir hatta birden fazla yazı yazma
imkanım olduğu halde polemiklerle uğraşmak istemediğimden yazılarımın sayısı
hep düşük kaldı. Günahı boynuna belli bir kişinin farklı rumuzlarla attığı ya
da attırdığı yorumların varlığından şüphe ettim ama ispatlayamayacağım için
buradan kimseye bir şey isnat etmeyeceğim. Ne varki kendimi şu bilgiyi bütün
hınıskültür sitesi okuyucularıyla paylaşmak durumunda hissediyorum: BU YAZIDAN İTİBAREN GEÇERLİ OLMAK ÜZERE
YAZILARIM HER TÜRLÜ OLUMLU YA DA OLUMSUZ YORUMA KAPATILMIŞTIR. Bana
özelden mesaj atarak olumlu destek bildiren okuyucularım da oldu. Yazılarıma da
benzer şekilde olumlu yorumlar yapanlar oldu. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Ne
varki artık olumlu ya da olumsuz hiçbir yorumla muhatap olmak niyetinde
değilim. Polemikle geçirecek zamanım yok. Bundan böyle yazılarımla ilgili
olumlu ya da olumsuz yorumu olan okuyucularımın site editörümüze mesaj atmaları
önemle duyurulur. Özellikle son dönemlerde yaşadığım polemikler sinir bozucu ve
hukuki anlamda bana saldıranları da zorlayacak boyutlara ulaşmıştır. Laf
yarıştırmaktan kaçtığımdan ya da düşüncelerime güvenmediğimden değil. Zaman ve
sağlık sorunlarından ötürü yorumlara cevap verecek durumum yok. Bundan
böyle daha sık aralıklarla, yazılarımla siz okurlarımla birlikte olmayı umut
ediyorum. Herkesin farklı, aykırı
düşüncelere tahammül etmenin, demokrasinin erdemi olduğunu idrak etmesi
gerekmektedir. Eleştiri kültürünün varlığı ve demokratik düzeyin yüksekliği
ancak bu şekilde sağlanabilir. İlgili herkese ve üçüncü şahıslara bu durum
saygıyla duyurulur.