10
Şubat 2013’te Osmanlı padişahı Sultan 2.Abdülhamit, vefatının 95.yıldönümü
münasebetiyle türlü faaliyetlerle anıldı. Türk ve Osmanlı tarihinin en
tartışmalı simalarından biri olan Sultan 2. Abdülhamit’i birkaç yazı sürecek
bir yazı dizisiyle ele almaya çalışacağız. Çünkü Sultan 2. Abdülhamit dönemi
bir tek yazıya sığdırılamayacak kadar uzun ve çok boyutlu bir dönemidir.
Başlarken şu hususa dikkat çekmemiz hayati önem arz etmektedir: Tarih
toplumların ve insanların dününü öğrenmesi, bugünü yaşaması ve yarını
planlaması için gerekli olan sosyal bir disiplindir. Tarihte siyah ya da beyaz,
ifrat ya da tefrit olmaz. Tarihe objektif yaklaşmak isteyenler tarihe kız kardeşlerinin
namusu gibi bakmazlar. Ne varki başta Türk Milleti olmak üzere pek çok ulus
ihtiyaçları oldukları gururu şanlı mazilerinde aramak isterler. Özellikle
milletlerin kuruluş ve yükseliş dönemlerinde milli tarih şuuru gelişir. Burada
şu nokta gözden kaçırılmamalıdır: Büyük Atatürk’ün dediği gibi: “Tarih
yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen
hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” Tarihi milleti
için yol gösterici bir rehber olması amacıyla yazan bir tarihçinin saygı
göstermesi gereken ilk kavram gerçeğin ta kendisidir. Bu gerçek milletin
çoğunluğunu oluşturan fertler için hoşa gitmeyen olayları içerebilir. Ne varki
yanlış yazılan tarihin o millete zararı, yaşanan o acı olay kadar, hatta belki
ondan daha fazla o millete zararlı olabilir. Bu sebeple tarihçi “gördüğünü” yazmak
zorundadır. Olayı yorumlamak ise kişiden kişiye değişebilir.
34.Osmanlı
padişahı ve 99. İslam halifesi olan 2. Abdülhamit 1842 yılında dünyaya geldi.
31. Osmanlı padişahı Sultan Abdülmecit’in oğullarından 17 çocuğu içinde erkek
olanların ikinci büyük olanıdır. 1861 yılında kendisi 19 yaşındayken babası
Sultan Abdülmecit 38 yaşında vefat etti. Babasının yerine amcası Sultan
Abdülaziz tahta geçti. Sultan Abdülaziz yurtdışına diplomatik seyahate çıkan
ilk ve son Osmanlı padişahıdır. Bu gezisinde Sultan Abdülaziz Fransa’ya,
Belçika’ya, İngiltere’ye, Prusya’ya (O zamanki Alman devletlerinin en
büyüğüne), Avusturya’ya gider. Romanya üzerinden İstanbul’a döner. Seyahat tam
47 gün sürer. Bu seyahatte Sultan Abdülaziz veliaht şehzadeler olan yeğenleri
Murat ve Abdülhamit Efendileri de beraberinde götürür. Böylece Sultan 2. Abdülhamit, amcası sayesinde daha şehzadeliği
sırasında Avrupa’yı çıplak gözle görme ve tanıma fırsatı bulur. Mükemmel
bir eğitim görmese de kendi kendini yetiştirmeyi bilir. Şehzadeliği için
kendisine ayrılan tahsisatı reddeder. Süt satarak para kazanır. Birinci sınıf
bir marangozdur. Padişahlığı sırasında da marangozhanesi dinlenmek için
kullandığı en önemli mekanlardan biri olur. Fransızcasını geliştirir.
2.Abdülhamit’in
şehzadeliği ve padişahlığının büyük bir bölümü, Prof.Dr. İlber Ortaylı Hoca’nın
tabiriyle “imparatorluğun
en uzun yüzyılı”olan 19.Yüzyılda geçer. 19. Yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma dönemidir.
1789 Fransız Devrimi’nin yol açtığı milliyetçi akımlar çok uluslu imparatorlukları,
bilhassa Osmanlı İmparatorluğu’nu temellerinden sarsmaktadır. 1804’te
Balkanlar’da ilk Sırp İsyanı yaşanmış, Rusya’nın müdahalesiyle 1812’de Sırplar
içişlerinde kısmen kendi kendilerini yönetme hakkına yani “demokratik
özerkliğe”kavuşmuşlardır. 1829 Edirne
Anlaşması’yla Yunanistan tam bağımsız, Sırbistan içişlerinde tam bağımsız (tam
otonom) olur. 1839 Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra ortaya çıkan ve
Batı kültürü alarak Osmanlı imparatorluğu’nu kurtarmaya çalışan genç bir aydın
kuşağı yetişir. Batılıların Jöntük adını verdiği bu gruba Osmanlı “Yeni
Osmanlılar” adını takar. Bu grup padişahın yetkilerini anayasal bir kurum olan
parlamento ile paylaşacağı ve Osmanlı vatandaşı olan herkesin haklarının
güvence altına alındığı anayasal yeni bir sisteme yani meşruti monarşiye geçme
arzusundadır. Aralarında Namk Kemal, ziya paşa, Ali Suavi ve Mithat Paşa’nın da
bulunduğu bu grup padişah Abdülaziz’den meşruti monarşiye geçilmesi talebinde
bulunur. Abdülaziz bu teklifi reddedince 30 Mayıs 1876’da Serasker Hüseyin Avni
Paşa’nın yönettiği bir askeri darbe gerçekleşir ve Sultan Abdülaziz tahtan
indirilir. Yeniçeri Ocağı’nın
kaldırılmasından 50 yıl sonra modern Türk ordusunun gerçekleştirdiği ilk askeri
darbe sonucunda Sultan Abdülaziz’in yerine en büyük yeğeni Murat
Efendi, 5.Murat adıyla tahta çıkar. Ne varki tahttan indirilen devrik padişah
Sultan Abdülaziz bir hafta sonra iki bileği kesilmiş vaziyette ölü olarak
bulunur. Devrik padişahın intihar mı ettiği yoksa suikaste mi kurban gittiği
hala tartışmalıdır. İşte bu anormal siyasi hava içinde tahta yeni çıkan
5.Murat’ın sinirleri bozulur ve bir padişahın göstermemesi gereken davranışları
göstermeye başlar. Sonuç olarak şeyhülislamın verdiği fetva ile tahta çıkışının
93.günü tahttan indirilir. Osmanlı tarihinin en kısa süreli padişahlığını yapan
5. Murat’ın ardından bir küçük kardeşi Abdülhamit Efendi, Sultan 2. Abdülhamit
adıyla tahta çıkar. Böylece 31 Ağustos 1876’da 34. Osmanlı padişahı ve 99.
İslam halifesi olarak tahta çıkan Sultan 2. Abdülhamit’in yaklaşık 33. Yıl
sürecek ve 27 Nisan 1909’da tahttan indirilmesiyle son bulacak saltanat dönemi
başlamış olur.
Konuya
bir sonraki yazımızda devam edeceğiz. Saygılar…